Haberler

Dha Yurt Bülteni-2

1)KILIÇDAROĞLU'NA ŞEHİT EVİNDE YOĞUN İLGİ DENİZLİ'ye toplantı ve açılış için gelen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mardin'in Nusaybin İlçesi'nde 18 Eylül tarihinde teröristler çıkan çatışmada şehit olan uzman çavuş Muhammet Arıkan'ın Çal İlçesi...

1)KILIÇDAROĞLU'NA ŞEHİT EVİNDE YOĞUN İLGİ

DENİZLİ'ye toplantı ve açılış için gelen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mardin'in Nusaybin İlçesi'nde 18 Eylül tarihinde teröristler çıkan çatışmada şehit olan uzman çavuş Muhammet Arıkan'ın Çal İlçesi Bayıralan Mahallesi'ndeki  baba evine taziye ziyaretinde bulundu. Kılıçdaroğlu, şehit evinde mahalle halkının yoğun ilgisiyle karşılaştı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Denizli'de CHP İl Başkanlığı'nın yeni binasının açılışını yaptıktan sonra, şehit uzman çavuş Muhammet Arıkan'ın Çal İlçesi Bayıralan Mahallesi'ndeki baba evine taziye ziyaretinde bulundu. Kılıçdaroğlu'na Genel Başkan Yardımcısı çetin Osman Budak ile bazı milletvekilleri  de eşlik etti. Şehit Arıkan'ın babası İbrahim Arıkan, Kılıçdaroğlu'nu evinin önünde karşıladı. Anne Hatice ve baba İbrahim Arıkan'a başsağlığı dileyen Kıalıçdaroğlu, daha sonra şehit evine girdi. Kılıçdaroğlu, şehit evinde anne ve babayla bir süre sohbet etti. Evde önce Kuran tilavetini ardından duada okundu. Şehit evinde çocuklara da oyuncak dağıtıldı. Daha sonra şehit evinden çıkan Kılıçdaroğlu, mahalle halkının yoğun ilgisiyle karşılaştı. Mahalle halkıyla bir süre sohbet eden Kılıçdaroğlu, yaşlı kadınların elini öptü. Elini öptüğü yaşlı bir kadın Kılıçdaroğlu'na sıralarak "Ben seni hergün televizyonda izliyorum. Seri görünce çok iyi oluyorum" dedi. Şehit evinden ayrılırken Kılıçdaroğlu, mahalle halkının yoğun ilgisiyle karşılaşırken, vatandaşların isteğini kırmayarak bol bol selfi ve fotoğraf çektirdi. Kılıçdaroğlu, daha sonra Denizli'den uçakla ayrılmak üzere Çardak Havaaalanına giti.

Görüntü Dökümü

------------------------------

-Kılıçdaroğlu'nun şehit babası tarafından karşılanması

-Kılıçdaroğlu'nun eve girmesi ve çıkması

-Kılıçdaroğlu'nun yoğin ilgi görmesi

-Vatandaşlarla sohbet etmesi

-Oyuncak dağıtılması

-Fotoğraf çektirmesi

Haber: Ramazan ÇETİN - Kamera: Deniz TOKAT /DENİZLİ,

===================================================

2)İKİ HAFİF TİCARİ ARAÇ ÇARPIŞTI: 1 ÖLÜ, 2 YARALI

ÇANAKKALE'deki bir kavşakta iki hafif ticari aracın çarpıştığı kazada 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.Kaza, bugün saat 00.15 sıralarında, Barbaros Mahallesi Troia Caddesi'ndeki Anadolu Hastanesi Kavşağında meydana geldi. Gökhan Yalçın yönetimindeki 39 LJ 766 plakalı hafif ticari araçla, İbrahim Tüfekçi'nin kullandığı 17 AL 357 plakalı hafif ticari araç kavşakta çarpıştı. Kazada sürücü Yalçın, yanındaki Mert Güven ile diğer araçta bulunan İlknur Bingül yaralandı. İhbar üzerine kaza yerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde, Mert Güven'in öldüğü belirlendi. Kazada yaralanan Yalçın ve Bingül ise ambulansla çevre hastanelere kaldırıldı. Kaza yerinde yapılan incelemenin ardından Mert Güven'in cesedi Çanakkale Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Polisi görünce kaza yerinden ayrıldığı belirtilen sürücü İbrahim Tüfekçi'nin yakalanması için çalışma başlatıldığı, kazayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.

Görüntü Dökümü

----------------------

Kaza yerinden görüntü

Kazada ölen Mert Güven'in olay yerinde üstü örtülü cesedinden görüntü

Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ / ÇANAKKALE,

=============================================

3)ŞAİRLERİN DİZELERİ HEYKEL OLDU

İZMİR'de, Folkart Galery'nin 2017-2018 Sanat Sezonu dünyaca ünlü Meksikalı heykeltıraş Jorge Marin'in 'Varlığın Yeniden İnşası' ve Türk edebiyatının önde gelen şairlerinin şiirlerinin farklı disiplinlerdeki sanatçıların eserlerine yansımasıyla oluşan 'Dizelerin Renkleri' adlı iki sergiyle açıldı. Türk şiirine yön veren Namık Kemal'den Nazım Hikmet'e kadar, 37 ünlü şairin orjinal el yazması dizeleri, günümüzün usta ressam ve heykeltıraşlarının eserlerinde yeniden canlandı. Folkart Galery'nin 2017-2018 Sanat Sezonu dün (Perşembe) akşam Folkart Towers'da yapılan törenle açıldı. Açılışa Meksika Ankara Büyükelçisi Bernardo Cordova, Heykeltıraş Jorge Marin ve Folkar Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, Hürriyet Gazetesi Yayın Danışmanı Doğan Hızlan başta olmak üzere çok sayıda davetli ve sanatçı katıldı. 'Dizelerin Renkleri' adlı sergide; Türk edebiyatının önde gelen şairlerinin şiirleri, ilk defa farklı disiplinlerdeki sanatçılar tarafından yorumlanarak bir araya getirildi. Dünyaca ünlü Meksikalı heykeltıraş Jorge Marin'in 'Varlığın Yeniden İnşası' adlı sergisi ise, Bakü'deki Haydar Aliyev Kültür Merkezi'nin ardından burada sanatseverlerle buluştu. Ayrıca sanatseverlerin gezebileceği 'Dizelerin Renkleri' sergisindeki eserler, önümüzdeki aylarda Koruncuk Vakfı tarafından düzenlenecek açık arttırma ile satılacak ve elde edilen gelir Koruncuk Vakfı'nın Urla İlçesi'ndeki çocuk köyünün (Koruncukköy) ihtiyaçlarının giderilmesi için kullanılacak.

'VARLIĞIN YENİDEN İNŞASI'

Meksikalı heykeltıraş Jorge Marin'in 'Varlığın Yeniden İnşası' isimli sergisi; Meksika Dışişleri Bakanlığı, Meksika Kalkınma İçin Uluslararası İşbirliği Ajansı (AMEXCID), Meksika Türkiye Büyükelçiliği, Folkart Gallery ve Cermodern'in ortak çabaları sonucu geldiği Folkart Galery'de 4 Mart 2017 tarihine kadar gezilebilecek. Sergide, varlığın inşa süreçlerini yansıtan 10 bronz anıt heykel yer alıyor. Ayrıca İzmir'de Latin Amerikalı bir heykeltıraşın eserleri ilk kez Folkart Galery'da sergileniyor. Serginin açılışında konuşan Meksika Ankara Büyükelçisi Bernardo Cordova, bronzun asıl oluştuğunu anlatarak şöyle dedi:

"Bu akşam Meksika'nın çağdaş heykeltıraşlarından biri olan ve dünya çapında üne sahip olan Jorge Marin'in 'Varlığın yeniden inşaası' sergisinde sizlerle burada olmaktan dolayı gurur duyuyorum. Heykeltıraş Jorge Marin, hayatını bronzla çalışmaya ve bunda uzmanlaşmaya adadı. Bunun sonucunda da şuan bize dünyayı gezip duygularını bize aktaran heykeller yarattı. Onun eserleri bu akşam İzmir'de buraya geldi. Aslında onlar insan formunda ve daha da çok Meksikalı formunda. Bu noktada izninizle ünlü Meksikalı yazar Carlos Fuentes'in, Jorge Marin'in  eserlerini ne şekilde tasvir ettiğini söylemek istiyorum. 'Bronz melez bir metaldir. Kalayla bakırın alaşımıdır. Fakat Jorge Marin'in bu metali alarak, üzerinde çalışıp, işleyip bizim ırkımızı; yani bronz diye anılan bizim Meksika ırkımızı tasvir etmesi kolay bir şey değildir" dedi.

"KÜLTÜREL VE SOSYAL AÇIDAN ÇOK FAZLA BENZERLİKLERİMİZ VAR"

Meksika ve Türk vatandaşlarının birbirlerine kültürel olarak çok benzediğini söyleyen dünyaca ünlü heykeltıraş Jorge Marin, "Gerçekten çok pozitif karşılandım. Çok fazla ilgi gördüm ve ben bunun Meksika ile Türkiye arasındaki benzerlikten kaynaklandığını düşünüyorum.  Kültürel ve sosyal açıdan çok fazla benzerliklerimiz var. Mesela her iki ülkenin de geçmişi binlerce yıl önceye dayanıyor. Bunun dışında aile kavramı her iki ülkede de çok önemli. Her iki ülkenin insanları da kültürlerine gerçekten çok bağlılar" dedi.

"DÜNYANIN AYAKTA ALKIŞLADIĞI BİR USTA"

Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, Jorke Marin'in tüm dünyanın ayakta alkışladığı bir usta olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"Bugün burada çok anlamlı bir buluşma yaşıyoruz. Heykelin, şiirin, resim sanatının, büyüleyici, evrensel buluşmasına tanıklık yapıyoruz. Bugün çok özel yabancı konuklarımız var. Meksika Türkiye Büyükelçisi Bernardo Cordova'ya, heykel sanatının dünyada çok büyük ustası sayılan Jorke Marin'e ve siz tümü çok değerli konuklarımıza, Folkart'ta ev sahipliği yapmaktan büyük onur duyuyoruz. Meksika Türkiye Büyükelçiliği ile birlikte 'Varlığın Yeniden İnşası' adı altında sergilediğimiz, Jorke Marin'in hayranlık uyandıran heykellerini az önce aşağıda gördünüz. Jorke Marin, sadece bizlerin değil, tüm dünyanın ayakta alkışladığı bir usta. Jorke'nin asırlar sonrasında da insanlıkta iz bırakacak eserlerini Folkart'ta sergilemek bizim için çok anlamlı" dedi.

SERGİNİN GELİRİ KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARA

Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı (Koruncuk) yararına düzenlenen serginin çok ses getireceğini söyleyen Sancak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türk şiirine yön veren Namık Kemal'den Nazım Hikmet'e kadar, 37 ünlü şairin orjinal el yazması dizeleri, günümüzün usta ressam ve heykeltıraşlarının eserlerinde yeniden canlandı. Bu sergi Ankara ve İstanbul'da da sanatseverlerle buluşacak. Sonra da eserler açık artırma ile satılarak elde edilen gelir Koruncuk Vakfı'na bağışlanacak. Korunmaya muhtaç çocuklara, dokunaklı ellerini kalplerinden uzatan değerli sanatçılarımızı sevgiyle alkışlıyorum. 2015 yılında kurulan Folkart Gallery'de bugüne kadar 8 çok önemli sergi açıldı. Belki şaşıracaksınız ama bu sergileri tam 200 binin üzerinde insan gezdi. Bana her akşam satış raporu ve sergiler sürerken galeriyi günde kaç kişinin ziyaret ettiğine dair sayılar gelir. İşadamı kimliğimle, akşam satış rakamlarını incelemeden önce heyecanla galerimizi o gün kaç kişinin gezdiğini gösteren rakamlara bakıyorum. Çünkü ben ve arkadaşlarım, sanata katkı sağlamaktan dolayı çok içten bir mutluluk duyuyoruz. Sergilerimizi gezmenizi, sanatın insanı iyileştiren güzelliğini, kalbinizin en derin yerinde hissetmenizi öneriyorum. Bize katkı veren değerli sanatçılarımıza, huzurlarınızda tekrar çok çok teşekkür ederken, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum."

Görüntü Dökümü

----------------------

Sergiden Görüntü

Meksika Ankara Konsolosunun konuşmasından görüntü

Mesut Sancak'ın konuşmasından görüntü

Jorge Marin ile röp.

Genel ve detay görüntü

Haber: Mehmet GÜNEY - Kamera: Mücahit Bektaş / İZMİR,

=====================================================

4)EREĞLİ'DE TEK KATLI AHŞAP EV YANDI

ZONGULDAK'ın Ereğli İlçesi Kandilli Beldesi'nde tek katlı ahşap ev, çıkan yangında kullanılmaz hale geldi.Yangın, Gökçeler Mahallesi'nde 80 yaşındaki Nazmiye ve 82 yaşındaki Mustafa Turgut çiftinin yaşadığı tek katlı ahşap evde çıktı. Nedeni henüz belirlenemeyen yangını fark eden Turgut çifti, hortumla alevleri söndürmeye çalıştı. Başarılı olamayınca dışarıya çıkarak yardım istediler. Çevredekilerin haber vermesiyle gelen Ereğli, Gülüç, Kandilli Belediyeleri ile Türkiye Taşkömürü Kurumu itfaiye ekipleri yangına müdahale eti. Evi tamamen saran alevler, yaklaşık 1.5 saat süren çalışmayla diğer evlere sıçramadan söndürüldü. İtfaiyenin çalışmasını üzüntüyle izleyen yaşlı çifti komşuları teselli etmeye çalıştı.Kandilli Belediye Başkanı Mustafa Aydın, "Yangının nasıl çıktığı konusunda bir bilgiye sahip değiliz. Bizim için şu anda can kaybının olmaması tek tesellimiz. Burada bölgemizde eski evler çoğunlukta. Bu da onlardan bir tanesi. Yaşlı çiftimizi inşallah mağdur etmemek için el birliği ile çalışma yapacağız" dedi.

Yangınla ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Olay yeri

-Yanan bina

-Yükselen alevler

-İtfaiye ekiplerinin yangına müdahalesi

-Vatandaşlarla itfaiyeciler arasında gerginlik

-Jandarmanın araya girmesi

-Yangına vatandaşların müdahalesi

-Ağlayan kadınlar

-Detaylar

Süre: 7.07 Boyut: 239 MB

Haber-Kamera: Sinan KABATEPE/EREĞLİ(Zonguldak),

=====================================================

5)SERAMİK ATÖLYESİNİ ÜNİVERSİTEYE BAĞIŞLADI

İZMİR'de yaşayan Türkiye'nin en önemli seramik sanatçılarından Bingül Başarır, sanat yaşamına son verirken atölyesini üniversiteye bağışladı. Seramik sanatına adadığı hayatını anlatan Başarır, "40 saat ayakta çalıştığım, 3 günde yalnızca 9 saat uyuduğum işlerim oldu. Böyle bir yaşam. Bu arada evlilik, 2 çocuğum var. Bu kadar çalışmasam onlara biraz daha fazla zaman ayırırdım diye düşünüyorum. Onlara biraz haksızlık yaptım" dedi.

Türkiye'de seramik sanatının ilk kuşak temsilcilerinden 79 yaşındaki Bingül Başarır aktif sanat hayatını sona erdirdi. Atölyesini Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü'ne bağışlayan Başarır, artık sanat hayatına danışman olarak devam edeceğini açıkladı. Sanata tutku ile bağlı olan Başarır, sanat yaşamını DHA'ya anlattı.

Sanatla çocukluk çağında tanıştığını söyleyen Başarır, ilk kez 6 yaşında akrabalarını ziyaret için gittiği Adapazarı'nda çamurdan çömlek yaptığını anlattı. Başarır, "Adapazarı'na ziyarete gittiğimizde çocuklarla oynardım. Ben şehir çocuğuydum onlar da köy çocuğuydu. Çok farklı şeyler gösteriyordum onlara güya. Mısır saplarından sepetler yaparlardı, ben sepetler yerine sandaletler yaptım onlara. Derken çamuru keşfettim, onu hamur haline getirip ocaktaki güvecin benzerini yaptım. Nasıl oldu bilmiyorum. Daha önce bir çömlekçi ya da seramikçi görmüş değilim. Elime kağıt kalem geçince de resim yapmaya başladım. Aile bireylerini resmettikten sonra reprodüksiyonlara geçtim. Hedefim de ressam olmaktı" dedi.

KULLANDIĞI İMZA 'BADA' BABAANNESİNDEN GELİYOR

Babaannesinin saraylı olduğunu, Cumhuriyetle birlikte saraydan ayrıldığını belirten Başarır, "Onun en iyi arkadaşı bendim. Bana Bada diye seslenirdi. Hiç aklıma gelmedi bunun ne anlama geldiği. Biz Abhaz kökenliyiz, belki Çerkezcede bir anlamı vardır. Ben imzamı Bada olarak atmaya başladım, atölyemin adını da Bada koydum. Babam sanata çok meraklıydı. Ben kızımı Paris'e göndereceğim ressam olacak ve orada sergiler açacak derdi. Ben de arkadaşlarıma anlatırdım. Bu hayalim gerçekleşti. Ne yazık ki babam göremedi, çok erken kaybettik onu" diye konuştu.

SERAMİĞE BAŞLADIKTAN 6 AY SONRA SERGİDE YER ALDI

Başarır, resim yaparken seramik sanatıyla tanışmasını ise şöyle anlattı:

"Resim serüveni devam ederken Beyoğlu'nda dolaşıyordum. Bir pasaj içinde seramik sergisiyle karşılaştım. Çok etkilendim. Füreya Koral'ın sergisi olduğunu öğrendim. Kapısına dayandım. Seramik kolay bir şey değil dedi. Kabul etmedi. Kursu yoktu. Asistanları yakın ahbaplarıydı. Benim ısrarımla kabul etti. 'Ben ders vermem, benim çömezim olacaksın. Ben çalışırken yardım edeceksin artık ne öğrenirsen' dedi. Ben de bunu kabul ettiğim için soru bile sormadım. Ne gördüysem onu yaptım. Kendi hayal ettiklerimle orada gördüklerimi birleştirdim. Füreya Koral atölyede açtığı sergide, benim yaptığım 5-6 parçayı da sergiledi. Böylece 1960 yılında seramiğe başlamamın 6. ayında bir sergide yer almış oldum."

"PARİS'TE DİKİŞ DİKEREK GEÇİNDİM"

Seramik sanatında Türkiye'yi uluslararası arenada da temsil eden ve birçok başarıya imza atan Başarır, ilk uluslararası başarısını ise o dönemde Çekoslavakya'da düzenlenen bir yarışma sonucunda aldığını söyledi. Başarır, "Türkiye bu yarışmada ikincilik ödülü aldı. Ben de ilk kez altın madalya almış oldum. Artık profesyonel seramik sanatı hayatım başlamış oldu. 1964 yılı sonunda İmar İskan Bakanlığı'nın salonunda bir sergi açmıştım. Tesadüf o zamanın Turizm Bakanı Ali İhsan Göğüş sergiyi gördü ve bu sergiyi Paris'e götürün dedi. 1965'te sergiyi Paris'e götürdük. Serginin bitmesine yakın Kültür Turizm Müdürü bu sergiyi yeniden açmak istedi. Daha merkezi bir yerde Saint-Germain'de sanat galerilerinin olduğu yerde 6 ay sonrasına gün alındı. Geliş gidiş mümkün olmadığı için orada yaşamam gerekti. Seramik atölyeleri Paris'in dışındaydı. En iyi yapabileceğim iş dikişti. Christian Dior'un atölyesine girdim. ABD Başkanı John Kennedy'nin eşi Jacqueline Kennedy'nin elbisesini diktim. Dikiş dikerek hayatımı kazanıyordum. Aynı zamanda 4 sergi düzenledim. Paris maceram da 1967 yılına kadar sürdü" dedi.

"TÜRKİYE'DEKİ 3 FIRINDAN BİRİNİ ALDIM"

1960'lı yılların sonunda Türkiye'de bulunan 3 fırından birine sahip olduğunu ve imkansızlıklar içinde bunun büyük bir adım olduğunu anlatan Başarır, TRT'nin Orkun stüdyosunda bulunan 70 metrekare büyüklüğündeki panoyu bu fırında ürettiğini anlattı. O dönemde zorluklar içinde sanatına devam ettiğini söyleyen Başarır, Paris sergisinin ardından, Fransa'da birincilik, İtalya'da iki altın madalya ile Japonya'da bir ödül kazandığını söyledi. Birçok ülkede sempozyumlara katıldığını anlatan Başarır, sempozyumlarda ürettiklerinin müzelerde sergilendiğini, bu nedenle yayınlarda yer aldığını, tanındıkça birçok ülkeden davet aldığını söyledi.

"SANATSEVER AZ"

Türk sanatçılarının başarılı işlere imza attıklarını ve dünya çapında sanatçılar olduğunu söyleyen Başarır şöyle konuştu:

"Fakat verilen imkanlar sınırlı. Sanatsever sayısı sanatçıya göre daha az. Sorun orada. Sanatseverin daha çok olması gerekir. O yönden sıkıntımız var. Tutku olduğu zaman insan sanatçı oluyor. Tutku olunca da her şeyi unutup yalnız sanatla ilgileniyorsunuz. Bu da edindiğim sonuca göre çok iyi bir şey değil. Biraz hayatı da yaşamak lazım. İnsanın sosyal bir yaşamı da var. Bilim adamları ve tutkusu olan sanatçılar bir yerde kendilerini feda etmiş oluyorlar. 40 saat ayakta çalıştığım, 3 günde yalnızca 9 saat uyuduğum işlerim oldu. Böyle bir yaşam. Bu arada evlilik, 2 çocuğum var. Bu kadar çalışmasam onlara biraz daha fazla zaman ayırırdım diye düşünüyorum. Onlara biraz haksızlık yaptım."

Görüntü Dökümü

----------------------

Bingül Başarır ile röp.

Seramiklerden görüntü

Genel ve detay görüntü

Haber: Timur TARLIĞ - Kamera: Yasin TİNBEK / İZMİR,

===================================================

6)MERDİVEN BOŞLUĞUNA DÜŞEN İŞÇİ KURTARILDI

MUŞ'un Varto ilçesinde inşaatı devam eden Özel Hareket Merkezi binasının merdiven boşluğuna düşen işçi kurtarıldı.

İlçesi girişinde inşaatı devam eden Özel Hareket Merkezi binasında çalışmakta olan Yusuf Yıldız dengesini kaybetmei sonucu yaklaşık 4 metre mesafeden merdiven boşluğuna düştü. Arkdaşlarının ihbarı üzerine inşaat alanına 112 Acil, itfaiye, polis ve AFAD ekipleri geldi. Yapılan çalışma sonrası düştüğü ve yaralandığı boşluktan çıkarıldı. Varto Devlet Hastanesine kaldırılan Yusuf Yıldız'a yapılan müdahalenin ardında vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar olduğundan dolayı Muş Devlet Hastanesine sevk edildi.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-İnşaat alanı

-İşçinin düştüğü yer

-Kurtarma çalışması

-Yaralının ambulansa alınması

-Hastaneden görüntü

-Afad Müdürü Maşallah Yıldız'ın açıklaması

Haber-Kamera: Fatih ÇELİK (VARTO) (MUŞ),

SÜRE: 115 boyut: MB 02 dk 31 sn

=======================================================

7)İŞE DİYE EVDEN ÇIKTI BİR HAFTADIR DÖNMEDİ

BURSA'da bir tekstil firmasında çalışan 17 yaşındaki Recep Deniz, bir hafta önce "İşe gidiyorumö diyerek evinden ayrıldı, bir daha geri  dönmedi. Geçtiğimiz Cuma gününden bu yana kayıp olan gençten bir haber alamayan ailesi, hayatından endişe ettikleri  çocuklarının bulunması için polise başvurdu. Oğlunun fotoğrafını gösteren anne Songül Deniz, "Yerini bilen ya da onu gören varsa polise veya bize ulaşsınö diyerek gözyaşı döktü.

Merkez Yıldırım İlçesi Arabayatağı Mahallesi'nde oturan Songül ve Ali Deniz çiftinin üç çocuğunun en büyüğü olan ve bir tekstil firmasında dokumacı olarak çalışan Recep Deniz, geçtiğimiz Cuma sabahı işe gitmek için evinden ayrıldı, ancak geri dönmedi. O gün işe de gitmediği anlaşılan Recep Deniz'den bir haftadır haber alınamıyor. Recep Deniz'in hayatından endişe eden ailesi polise baş vurdu. Kayıp gencin annesi Songül Deniz, oğlunun fotoğrafına sarılarak şöyle dedi:

"Oğlum, sabah kalktı, işe gidiyorum diye evden çıktı. Gidiş o gidiş, kendisinden bir daha haber alamadık. İş yerindedir diye düşündük, orada da değilmiş. Çünkü, bazen bizimle tartışır, iş yerine gider bir gün kalır sonra geri gelirdi. Son 3 aydır işinin dışında hiç dışarı çıkmamıştı. Çok da iyi çocuktur. Bazen uyuşturucu madde kullanıyor diye şüphelendiğimiz olurdu, hatta bu konuda babası sık sık kızardı ona.ö

Oğlunun son olarak Arabayatağı Mahallesindeki Sağlık Parkı'nda görüldüğünü söyleyen anne Songül Deniz, "Komşumuzun oğlu görmüş. Gri renkli bir araba gelip Recep'i almış, gitmiş. Plakasını görememiş" dedi.Oğlunun bir an önce bulunmasını isteyen  Songül Deniz, "Gören, bilen varsa polise haber versin. Bir haftadır içim yanıyor. Yaşayan bir ölüyüm adeta. Allah kimseyi evladıyla imtihan etmesinö diyerek, kayıp oğluna da şöyle seslendi: öOğlum neredeysen bir an önce çık gel. Gözüme uyku girmiyor, sabahlara kadar pencerede seni bekliyorum.ö

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Anne Songül  Deniz röp

-Anne oğlunun fotoğrafını tutarken

Süre: 3 dakika 19 saniye Boyut: 203 MB

Mehmet İNAN/BURSA,-

===============================================

8)BODRUM'DA GÜN BATIMI GÜZELLİĞİ

EGE Denizi üzerinde batan güneş, Bodrum'da seyir zevki yaratan ve hayran bırakan manzaralar ortaya koyuyor.Bodrum'da saat 18.30 ila 19.30 arasında güneşin battığı sırada ortaya çıkan görsel güzellik, yerli ve yabancı turistleri hayran bırakıyor. Türkiye'nin batıdaki en son noktalarından olan Turgutreis Mahallesi karşısındaki Çatal Ada, Topan Ada ve Kiremit Adası üzerinden batan güneşin deniz üzerinde yarattığı kızıllığın ortaya koyduğu manzara başta amatör balıkçılar olmak üzere sahillere akın edenlere keyifli dakikalar yaşatıyor. Doğa güzelliğini seyredenlerin yanı sıra birçok kişi gerek cep telefonları gerekse profesyonel fotoğraf makineleriyle o anı ölümsüzleştiriyor. Bazı kişiler, sahilde kitap okuyarak manzaranın tadını çıkartıyor.Sonbahar aylarında güneşin ve doğanın inanılmaz güzellikleri barındırdığını belirten emekli bankacı 44 yaşındaki Mübeccel Yalçın, "Bu güzelliği hemen her akşam büyük bir keyifle izliyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü:

------------------------

Güneşin batması, gün batımını izleyenler ve sörf yapanlardan genel detay görüntü

Haber-Kamera: Yaşar ANTER / BODRUM (Muğla),

================================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Cumhuriyet Halk Partisi Kemal Kılıçdaroğlu Denizli Mardin Politika Güncel Haberler

title