Bilal Erdoğan: "Yine Bir Var Oluş Mücadelesi Veriyoruz"

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Sayın Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği gibi 2023 hedeflerine, 2053 hedeflerine ve 2071 hedeflerine hep beraber yürüyeceğiz. Bunun için birlikte olmalıyız, güçlü olmalıyız." dedi.

Bakan Bak, Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde düzenlenen 2023 Gençlik Şurası'nda yaptığı konuşmada, Bakanık olarak gençlik merkezlerinde 2 milyon, gençlik kamplarında 120 bine yakın gençle bir arada olduklarını söyledi.

Bu gençliğin, ülkeyi geleceğe taşıyacağını vurgulayan Bak, "Sayın Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği gibi 2023 hedeflerine, 2053 hedeflerine ve 2071 hedeflerine hep beraber yürüyeceğiz. Bunun için birlikte olmalıyız, güçlü olmalıyız. İstanbul gençliğine güveniyoruz. İstanbul gençliği ayağa kalkarsa, Türkiye ayağa kalkar. Biz inanıyoruz ki İstanbul gençliği 2019 için gece gündüz durmadan omuz omuza, yürek yüreğe çalışacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gençlerin önünü açtı. Önce 30 olan seçilme yaşını 25'e indirdi. En son yapılan referandumda bu yaş 18'e indirildi. İçinizden yeni milletvekilleri, bakanlar çıkacak. İstanbul ayağa kalkacak ve Türkiye'yi tüm dünyaya tanıtacak." diye konuştu.

Bak, gençlere 3 tavsiyesinin olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Birincisi; bir işi yaparken ertelemeyin. İkincisi; üşenmeyin. Üçüncüsü; asla vazgeçmeyin. Recep Tayyip Erdoğan, bu yolda asla vazgeçmedi. Buraya manşetlerle gelmedi, milletle, gençlerle beraber geldi. Sizlerin desteğiyle yeniden ayağa kalkacak bu ülke. Sizlere güveniyoruz."

"19. ve 20. yüzyıl insanlık çağının en kanlı çağları oldu"

Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu ve Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan da aile mefhumunun taaruz altında, saldırı altında olduğu bir dönemin yaşandığını belirterek, eskiden geniş ailelerden bahsederken, artık çekirdek ailelerin de dağıldığını anlattı.

Erdoğan, ailenin taaruz altında olmasıyla aslında bütün değerlerin kuşatma altında olduğunu dile getirerek, "O kadar zengin bir geçmişimiz, o kadar güzel değerlerimiz olmasına rağmen, Batının birkaç sembolü çocuklarımızın, günlerini saatlerini, hayallerini esir almış. Mücadele etmekte zorlandığımız bir karşı dalga, üstümüze üstümüze geliyor.

Son 15 yılda Türkiye'nin nerelerden nerelere geldiğini düşündüğümüz zaman, örneğin 1991-1992'de Bosna Hersek işgal edilmeye yeltenildi. Bugünkü Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde güçlenen Türkiye 1992'de olsaydı, 250 bin kardeşimiz katledilebilir miydi? O zulüm yapılabilir miydi?" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, zaman zaman gençlere, "Ecdadınızı tanıyor musunuz? Liderinizin arkasında mısınız?" şeklinde sorduğu sorulara "evet" cevabını aldı.

Sözü zaman zaman sloganlarla kesilen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bugün yaşadığımız kuşatma;, Plevne'de, Galiça'da, Yemen'de, İstiklal Harbi'nde yaşadığımız kuşatma. Yine bir var oluş mücadelesi veriyoruz. Medeniyetimize belki diz çöktürdüler... Bilimde, fende, teknolojide, sanatta İslam medeniyetinin birikimlerini devralıp, üzerine kendi inançsız dünya görüşlerini inşa ettiler. Ortaya çıkan medeniyet anlayışı insanlıktan nasibini almamış, insana değer vermeyen, 'benden başkası yoktur' anlayışında olan bir medeniyet anlayışı. Dünyanın dört bir yanında zulmeden, kan döken bir medeniyet anlayışı.

İşte 19. ve 20. yüzyıl insanlık çağının en kanlı çağları oldu. Çünkü Batı medeniyetinin tahakkümünde oldu. Bin yıl, 100 yıl önceki savaşlarda dostun düşmanın daha belirgin olduğu savaşları yaşadık. Ama bugün kardeşi kardeşe kırdıran, terör örgütleri üzerinden İslam'ın isminin lekelenmeye çalışıldığı bir mücadelenin içindeyiz. Müslüman gençliğinden korkuyorlar. Ne DEAŞ terörü, ne El-Kaide terörü, ne başkası bunları korkutan. Bunları korkutan; sizin dik duruşunuz, ecdadınızdan aldığınız ilhamla olan cesaretinizdir."