Haberler

Dha yurt bülteni - 11

Neslican'ın ölümü hemşehrilerini üzdü Rize'de, sol bacağının kesilmesine neden olan kanser hastalığına karşı yürüttüğü mücadele azmi ile tanınan ve sosyal medya fenomeni haline gelen Neslican Tay'ın (21), hayatını kaybetmesi Türkiye'yi olduğu gibi hemşehrileri ve komşularını derinden etkiledi.

Neslican'ın ölümü hemşehrilerini üzdü

Rize'de, sol bacağının kesilmesine neden olan kanser hastalığına karşı yürüttüğü mücadele azmi ile tanınan ve sosyal medya fenomeni haline gelen Neslican Tay'ın (21), hayatını kaybetmesi Türkiye'yi olduğu gibi hemşehrileri ve komşularını derinden etkiledi. Komşuları, hayat dolu bir kız olan Neslican'ın ölümüne çok üzüldüklerini söyledi.
Rize'nin Gülbahar Mahallesi'nde ailesi ile oturan Neslican Tay, 2 yıl önce kanser hastalığına yakalandığını öğrendi. Tümör nedeniyle sol bacağı kesilen genç kız, hayattan kopmadı, azmi ile kanser hastalarına örnek oldu. Sosyal medya hesabından hastalığını duyuran ve kanserle mücadele edeceğini açıklayan Neslican, yaşadıklarını ve tedavi süreçlerini takipçileri ile paylaştı. Kısa sürede 1 milyonu aşan takipçi sayısına ulaşan Neslican, bir yandan tedavi görürken, diğer yandan Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nü kazanarak eğitimini sürdürdü. Kanser hastalığı ile mücadelesi sırasında kendisi gibi hastalara verdiği moral ve destekle tanınan Neslican, fenalaşınca İstanbul'da bir hastanede yoğun bakıma alındı. Genç kız dün akşam saatlerinde hayatını kaybetti.
MAHALLESİNDE ÜZÜNTÜ HAKİM
Neslican Tay'ın yaşadığı Rize'nin Gülbahar Mahallesi'nde ölümüyle birlikte hüzün hakim oldu.
Neslican Tay'ın komşusu ve okul arkadaşı Tolga Şahin, ölüm haberine çok üzüldüğünü belirterek "Aynı okuldan mezun olduk. O yıllarda kanser olduğunu bilmiyordu. Kanser sonucu ayağının kesilmesine rağmen o bunu hiç saklamadı. İnsanların bakışlarına rağmen o etek giyerek bacağını göstermekten çekinmedi. O sanki hiç kanser olmamış gibi büyük bir yaşam enerjisi ile hayatına devam ederdi. Ölmesine çok üzüldüm. Onu kanserden öldüğü için değil, kansere karşı verdiği mücadele ile hatırlayacağız" dedi.
Neslican'ın komşusu Songül Sadıkoğlu da, "Kendisi çok neşeli, kıpır kıpır, hayat dolu bir genç kızdı. Dün akşam ölüm haberini aldığımda inanamadım. En son izlediğim videoları beni çok derinden etkiledi. Onun verdiği mücadeleri kolay kolay kimse veremez. Ben verdiği mücadeleyi takdir ediyorum. Çok üzgünüm melek olup aramızdan uçtu gitti" diye konuştu.
Celal Koç ise, "Rize adına çok üzüldük. Hemşehrimiz için ağlıyoruz" dedi.
Nuran Dursun da, "Sosyal medyadan takip ediyordum. Ölüm haberine çok üzüldüm. Allah kimseye böyle acı yaşatmasın. Mücadelesi herkese örnek oldu" diye konuştu. Neslican Tay'ın yarın Rize Sahil Camii'nde öğle namazını müteakip kılınacak cenazı namazı sonrası Pehlivan Mahallesi'nde toprağa verileceği öğrenildi.

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

Haber-Kamera: Mehmet Can PEÇE- Arzu ERBAŞ/RİZE -

==================

Babalık izninin 6 ay olması babalarda fikir ayrılığı yarattı

TÜRKİYE'de faaliyet gösteren bir teknoloji firması, erkek çalışanlarına 6 aylık ücretli babalık izni verince, 'Babalık izni kaç gün olmalı?' sorusu tekrar gündeme geldi. Kimi babalar bu süreyi çok uzun bulurken, kimileri de bu uygulamanın diğer şirketlere de örnek olmasını istedi.
Türkiye'de faaliyet gösteren bir ABD teknoloji firması, erkek çalışanlarına 6 aylık ücretli babalık izni verince babalık izninin süresi tekrar gündeme geldi. Türkiye'de normal şartlarda babalık izni kanunlara göre farklılık gösteriyor. Devlet memurları, istekleri üzerine 10 gün babalık izni kullanabilirken, taşeron işçiler ve normal işçiler 5 gün, 4B'li personel 2 gün, 4857 sayılı iş kanununa göre özel sektörde çalışan erkekler ise 5 gün ücretli babalık izni haklarını kullanabiliyor. Türkiye'de kanunen babalık izni 2-10 gün arasında değişiklik gösterirken, teknoloji firmasının yeni babalara 6 aylık izin vererek bir ilke imza atması, babalarda bu konuda fikir ayrılığı yarattı. Kimi babalar 6 aylık sürenin çok uzun olduğunu ileri sürerken, kimileri de bu sürenin babaların bu süreçte eşlerine destek olmaları açısından ideal olduğunu söyleyerek diğer şirketlere örnek olmasını istedi.
'GEREKSİZ UZUN BİR SÜRE'
Teknoloji firmasının tanıdığı imkanın çok uzun olduğunu düşünen ve bir kafede çalışmakta olan Tahir Kurthan (62), "Baba olduğumda bana hiç izin vermemişlerdi. Haftalık izinlerimden kullanıp bir hafta boyunca izin yaptım. Yeni baba olunduğu zaman en azından bir aylık bir izin süresinin olması gerektiğini düşünüyorum. Bu sürede çocuklarımızın ve eşlerimizin birçok ihtiyacı oluyor. Çocuğun hastalığı oluyor yeni doğduğunda babanın evde bulunması gerekiyor. Annenin yapamayacağı babanın yapacağı şeyler var. Ancak 6 aylık süreyi çok uzun buldum. Gereksiz uzatılmış ve abartılmış olduğunu düşünüyorum. Anneye böyle bir iznin verilmesini normal karşılardım ancak baba için çok fazla" dedi.
'BABA ÇALIŞTIĞINDA BÖLÜNMEK ZORUNDA KALIYOR'
Kendisi de bir teknoloji firmasında çalışan Hasan Tahsin Palas (37), "3 gün babalık izni yaptım. Bu sürenin yeterli olduğunu düşünmüyorum. 3 gün yeni doğan bir bebekle ilgilenmek bizlere yetmiyor. Anne için de bebek için de en az 3-4 ay gibi bir süre olması gerektiğini düşünüyorum. 6 aylık bir babalık izni uygulaması gayet başarılı. Bence daha fazla da olmalı. Bu uygulamanın Türkiye'de olmasına da şaşırdım. Umarım tüm şirketlere örnek olur. Anne mental olarak, fiziksel ve biyolojik olarak bu dönemde yorgun düşüyor. Babaya bu noktada büyük bir görev düşüyor. Baba çok uykusuz kalıyor. Çalıştığı zaman hem çocuğuna hem eşine kanalize olamıyor. Bölünmek zorunda kalıyor. Bu açıdan babanın evde bulunması gerekli" diye konuştu.
'BAŞARILI BULDUM'
İki çocuğuyla birlikte parkta gezintiye çıkan baba Cihan Çokgüler (34) ise, "6 aylık ücretli izin kararını başarılı buldum. En az ilk üç aylık bir izin olması gerektiğini düşünüyorum. İlk aylarda eşlerimizin sıkıntıları daha büyük oluyor. Bizlere bu noktada çok büyük görev düşüyor. İlk çocuğu olmuş babalar daha da fazla çocuğuyla ilgilenmek istiyor. Hatta ben ilk çocukta daha uzun süre izin verilmesi gerektiğine inanıyorum. İkinci çocuk kendi halinde büyüyor. Kadınlara uzun izin veriliyor ama anneler kadar olmasa da babalara da izin verilmeli" dedi.
'BİZİM ÇALIŞMAYA İHTİYACIMIZ VAR'
İki çocuk babası Osman Güler ise, "Kendi işimi yaptığım için böyle bir izin kullanmama gerek kalmadı ancak ücretli bir babalık izninin verilmesi çalışan babalar için güzel bir uygulama olur. Ölüm halinde ve düğünlerde izin veriliyor. Babalık halinde de bir sürelik iznin verilmesi gerekiyor. Teknoloji firmasının verdiği 6 aylık ücretli iznin ise çok uzun bir süre olduğunu düşünüyorum. Ülkemiz gelişmekte olan bir ülke ve bizim çalışmaya ihtiyacımız var. Babalık güzel bir şey ancak bu kadar uzun bir süre bence bizim ülkemiz için ideal değil. Ben bu uygulamayı olumlu karşılamıyorum. Bir insanın çalışma hayatından bu kadar uzak kalmaması gerektiğini düşünüyorum" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------
-Parkta baba ve çocuklardan görüntüler
-Babalarla röp.
-Muhabir anonsları

Haber : Hande NAYMAN Kamera: Melis KARAKUZULU / İZMİR,

=====================

TBMM Başkanı Şentop: Daha çok kazanç isterken, daha mutsuz topluluklara dönüştük

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, "Ülkemizdeki tüketici sorunları ile ilgili çalışmalara ve davaların sayısal istatistiklerine baktığımızda ne yazık ki durum pek iç açıcı görülmüyor. İlkeleri kaybettik, sorunumuz bu. Daha çok kazanç, daha hırslı örülmüş parlak hayatlar ister ve ararken, daha mutsuz, elindekiyle yetinmeyen, doymayan kişi ve topluluklara dönüştük" dedi.
Kırşehir'de düzenlenen 32'inci Ahilik Haftası ve 55'inci Esnaf Bayramı kutlamalarına TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un yanında Vali İbrahim Akın, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken, AK Parti Kırşehir Milletvekilleri Mustafa Kendirli ve Metin İlhan, Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, 81 ilden gelen esnaf temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Kırşehir Belediyesi mehter takımının gösterileriyle başlayan tören, çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan da ustalığa geçişi sembolize eden şed kuşatma ekibinin gösterisiyle devam etti.
'AHİLİĞİN TEMELİNDE KARDEŞLİK YATMAKTADIR'
Törende konuşan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Ahiliğe değinerek, "Ahiliği anlatmaya kalksak günler boyu konuşulabilir. Geçmiş, içinde bulunduğumuz güncel dünyanın temellerinin harcının karıldığı yerdir. Yaşadığımız günlerin ruhuna hakim olan her şeyin temelinde geçmişin bazı anahtarlarının bazı kilitleri açması ya da kapaması yatar. Zamandan ötesinde atılan kimi temeller üzerinde yükselen sosyal ve kamusal yapılar bazen güncel alanı da belirlemeye devam eder. Ahiliğin temelinde kardeşlik anlayışı yatmaktadır. Özünde meslek edindirme, meslek kurallarını belirleme, piyasayı düzenleme, yardımlaşma, dayanışma ve kardeşlik duygusunu barındırmaktadır" dedi.
'AHİLİK SOYUT KÜLTÜREL MİRASTIR'
Ahiliğin geleneğinin devam ettiğini belirten Şentop, "Yüzlerce yıldır varlığını devam ettiren Ahilik teşkilatının bir genel merkezi, şubeleri, yazılı tüzüğü yoktur. Bir nevi soyut kültürel bir mirastır. Doğruluk, dürüstlük gibi temel ilkeleri vardır. Yüzlerce yıldır yaşaması ve yaşatılmasının esasen sebebi de budur. Ahiliğin mayası bu topraklarda, Kırşehir'de çalınmıştır. Ahilik aynı zamanda çok fonksiyonları olan bir teşkilattır. Barış zamanında piyasanın ticaretini düzenliyor, savaş zamanlarında sivil savunma görevlerini yerine getiriyor. Otoritenin kaybolduğu durumlarda yönetim boşluğunu dolduruyor. Ahilik günümüzde anlamında meslekte alaylı olmayı ifade ediyor. Temelinde usta, çırak ilişkisi var. Böylece hem meslek yönetiyor hem de değerleri nesilden nesile aktarılmasını temin ediyor" şeklinde konuştu.
'İLKELERİ KAYBETTİK'
Günümüzde yaşanan duruma değinen Şentop, ticaret kavramı ile hayati ve hukuki bir yapıya bürünen üretim, tüketim, pazar ve ticaret hayatının, bugün geldiği nokta itibarıyla, devasa büyüklükteki küresel pazar ilişkiler ağı içinde yürüdüğünü kaydetti. Şentop, şöyle konuştu:
"Ama dünyanın her yerindeki insanların temel özlemi aynıdır; güvenilir bir alışveriş yapmak, aldanmamak, mümkünse,  kusurlu bir hizmet ya da mal satın almamak; alınması halinde de bunu iade veya tazmin edebilmek. Ülkemizdeki tüketici sorunları ile ilgili çalışmalara ve davaların sayısal istatistiklerine baktığımızda ne yazık ki durum pek iç açıcı görülmüyor. Neden? İşte başından beri anlamaya, anlatmaya çalıştığımız bir değerler bütünü olan Ahilik müessesesi ilkelerinin bugün varlığı ya da yokluğu meselesi. Hayır, nostaljik bir kurumsal arayıştan söz etmiyorum. İlkeleri kaybettik. Sorunumuz bu. Daha çok kazanç, daha hırslı örülmüş parlak hayatlar ister ve ararken; daha mutsuz, elindekiyle yetinmeyen, doymayan kişi ve topluluklara dönüştük. İnsanı, toplumu, ticareti, yönetimi velhasıl bütün bir hayatı ayakta tutan temel değerler ve o değerler üzerinde yükselen yasaların içeriği boşaltılırsa, o değerler yok sayılırsa hayat cehenneme döner, kimse mutlu olmaz."
'1 MİLYON 700 BİNE YAKIN ESNAFIMIZ BULUNMAKTADIR'
Ülkede çok sayıda insanın esnaflık yaptığını kaydeden Şentop, "Bugün ülkemizde 1 milyon 700 bine yakın esnafımız bulunmaktadır. Üstelik esnafımızın 270 bine yakınını da kadınlarımız teşkil etmektedir. Kadınlarımızın iş hayatında olmaları, katma değer oluşturmada, istihdam yaratmada söz sahibi olmaları adına bu durumu son derece umut verici kabul ediyorum. Kadınlarımızın ekonomik ve sosyal hayatımıza aktif bir şekilde katılmalarıyla birlikte kadın esnafımızın sayısının önümüzdeki yıllarda daha fazla olacağına inanıyorum. Bugün bir aileyi ortalama 4 kişi kabul ettiğimizde 7 milyona yakın kardeşimizin esnaflıktan geçimini temin ettiğini söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
'FAİZLER YÜZDE 24'LER SEVİYESİNDEN YÜZDE 12'LERE İNDİ'
Ekonomi konusunda yapılan çalışmaların devam ettiğini belirten TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konudaki hassasiyetini hepiniz biliyorsunuz. Ekonomik zorluklar karşısında esnafımızı ayakta tutmak için her türlü desteği vermekte, her türlü kolaylığı göstermektedir. Enflasyon canavarı ve faiz illetine karşı verdikleri mücadelede ne kadar haklı olduğuna hepiniz şahitsiniz. Ülkemizi faiz, enflasyon, kur cenderesinden kurtarmak için büyük bir gayretle mücadele ediyor. Onun bu mücadelesini boşa çıkarmak için uluslararası lobiler büyük bir direnç gösteriyor; ama Türkiye büyük ülke. Milletimiz büyük bir millet. Bizim dinamiklerimiz bu lobilerin direncini kıracak kadar güçlü. Türkiye ekonomisinin yerinde saymasını isteyen güçlere karşı verdiğimiz mücadelede inşallah başarıya ulaşacağız. Bakın son birkaç ayda faizler yüzde 24'ler seviyesinden yüzde 12'ler seviyesine indi. Çift hanelere çıkan enflasyon yeniden tek hanelere doğru yaklaştı. Yeni ekonomik programla birlikte ekonomimiz cari fazla vermeye başladı. Daha önce yıllık 60 milyar dolar seviyesinde olan döviz açığını bu yıl kapattık. Bu yıl şu ana kadar 4 milyar dolar düzeyinde cari fazlaya ulaştık. Bu durumu bazı uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları da teyit ettiler" şeklinde konuştu.
'HER TÜRLÜ SIKINTININ ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ'
Esnafın durumunun farkında olduklarını ifade eden Şentop, "Esnafımızın, iş hayatındaki insanlarımızın, vatandaşlarımızın sıkıntılarının farkındayız. Bu sıkıntıların sebeplerini ve müsebbiplerini de biliyoruz. Sıkıntıları aşmanın yolu, Türkiye'nin büyümesinden güçlenmesinden rahatsız olan, milletimize kasteden fitne odaklarının isteklerine uymak, onların taleplerine göre hareket etmek değildir. Sıkıntılar, yeni macera arayışlarıyla, kişisel hırslarını her türlü millet menfaatinin üstünde tutanların denemeleriyle de aşılacak değildir. Milletimizin feraseti, sabrı, kararlılığı; istikbali gören ve hedefe kitlenmiş güçlü siyasi liderlik ile, birlik ve beraberliğimizi, ahiliğimizi, kardeşliğimizi koruduğumuz sürece, aramıza tefrika sokmadığımız sürece Allah'ın izniyle her türlü sıkıntının üstesinden geleceğiz" dedi.
Konuşmaların ardından Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken ile Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak tarafından TBMM Başkanı Mustafa Şentop'a Şed kuşatılarak, Ahilik kaftanı giydirildi. Törende ayrıca, yılın çırağı seçilen Konyalı Özgür Demirci, yılın kalfası seçilen Trabzon'dan Ayşe Saka ve  yılın Ahisi seçilen Adıyaman'dan Şükrü Çalım'a TBMM Başkanı Şentop tarafından plaket verildi.

ABONELERİMİZİN BİLGİSİNE
HABERİN HAM GÖRÜNTÜLERİNE AŞAĞIDAKİ FTP BİLGİLERİNİ KULLANARAK LOGOLU BİR ŞEKİLDE ERİŞEBİLİRSİNİZ

ftp adresi: ftp: //178.211.55.226

Kullanıcı adı: dhaabone
Şifre: dha

Haber : Olcay DÜZGÜN-Salih GÜNER-Muhammed KISIR/KIRŞEHİR, -

===================

Bodrum'daki o projenin rezidans kısmındaki blokları yıkılıyor
1351 BİNA YIKILACAK

Bodrum'da kaçak yapılaşmaya yönelik denetimler kapsamında, bölgede inşa edilen birçok yapının yıkım işlemine başlandı. The Bo Viera isimli lüks evlerden oluşan denize sıfır yapıların imara ve yapı ruhsatına aykırı asansör bölümlerinin yıkım işlemi tamamlanırken, aynı projenin rezidans kısmındaki blokların yıkım çalışmalarına da bugün başlandı. Yıkımın, molozların taşınıp alanın temizlenmesiyle bir haftayı bulacağı belirtilirken, imar barışına aykırı yapı sayısında ilk sırada bulunan Muğla genelinde ise 1351 binanın yıkılacağı öğrenildi.
Bodrum'da kontrolsüz yapılaşmayla ilgili tepkiler üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, geçen 20 Ağustos'ta ilçeye gelerek, Sahil Güvenlik Komutanlığı'na ait tekneyle Tilkicik, Küçükbük ile Demirbükü koylarında kaçak yapılaşmaya ilişkin denetimler yaptı. Bu denetimlerden sonra Bodrum Belediyesi'nin daha önce imar planına aykırılıklar bulunduğunu tespit ettiği The Bo Viera Projesi'nin de içinde olduğu 1611 konut ve 4 otelin inşaatı durduruldu. Bakanlığın kararından 4 gün sonra belediye ekipleri, 24 Ağustos'ta, tartışmaların merkezindeki 365 villa ve 80 odalı oteli içeren The Bo Viera Projesi'nin inşaatının olduğu Gündoğan Mahallesi'ne gitti. Bakanlığın 1 ay süre verdiği şirketin yetkilileri, yıkım için gelen belediye ekiplerinin kepçelerinin kullanılmasını istemedi ve kendilerinin kaçak bölümleri yıkacaklarını belirtti. Ardından ilk olarak sahile inilen asansör bölümünün yıkımına başlandı. İnşaat firması çalışanları, belediye ekiplerinin gözetiminde asansör bölümünün beton kısımlarını özel araçlarla kesmeye çalıştı. Şirket, yıkım için kendi araçlarının yetersiz olduğu gerekçesiyle 6 Eylül Cuma günü çalışmaya son verdi ve bu durumu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na iletti. Bunun üzerine Bakanlık tarafından Ankara'dan gönderilen iş makineleri, TIR'lar üzerinde, The Bo Viera inşaatının olduğu bölgeye, 8 Eylül'de getirildi. Hazırlıklar tamamlanınca yıkıma, aynı gün bakanlık araçlarıyla başlandı. Projenin imara ve yapı ruhsatına aykırı asansör bölümlerinin yıkım işlemi, 18 Eylül'de tamamlandı. Bugün saat 13.30 sıralarında ise, projenin rezidans kısmındaki blokların yıkım çalışmalarına başlandı. Yıkım çalışmalarının 1 hafta süreceği öğrenildi.
Öte yandan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın verilerine göre, imar barışına aykırı yapı sayısında Muğla ilk sırada yer alıyor. Bodrum, Milas, Yatağan, Kavaklıdere, Ula, Marmaris, Datça, Köyceğiz, Ortaca, Dalaman, Fethiye ve Seydikemer'de toplamda 1351 yapı yıkılacak. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un, gelecek hafta Muğla'da imar barışına aykırı yapı sayıları hakkında açıklamada bulunacağı bildirildi.

Görüntü Dökümü
-------------
-The Bo Viera'daki yıkımdan görüntü
-Anons
-Genel ve Detay görüntü

Haber : Cavit AKGÜN - Kamera: Aykut KURT / BODRUM (Muğla),

===================

Batan göçmen botundan denize düşen bebek hala bulunamadı

Muğla'nın Bodrum açıklarında batan lastik bottan denize düşerek kaybolan Suriye uyruklu 9 aylık bebeğin bulunması için fırtınalı havaya rağmen arama- kurtarma çalışması yapıldı. Hava durumunun oldukça kötüye gitmesi sonrası, bugün öğle saatlerinden sonra çalışma durduruldu.
Sahil Güvenlik ekipleri, dün (cuma) saat 07.00 sıralarında, Bodrum ilçesi Yalıkavak açıklarında içinde bir grup kaçak göçmenin bulunduğu lastik botun battığını öğrendi. Bölgeye harekete eden ekipler, tamamı Suriye uyruklu 14 göçmen ile 1 Türk organizatörü denizden kurtardı. Suriye uyruklu 15 Ocak Mardin'in Kızıltepe ilçesi doğumlu 'Hilya Ali' adlı bebeğin kayıp olduğu öğrenilince, Sahil Güvenlik helikopteri ve Sahil Güvenlik Botlarıyla arama- kurtarma çalışması başlatıldı. Dün gece ve bugün fırtınalı havaya rağmen süren çalışmalardan sonuç alınamadı. Hava durumunun oldukça kötüleşmesi üzerine saat 14.00'ten itibaren arama çalışmalarına ara verildi. Turgutreis Sahil Güvenlik Karakol Komutanlığı'nda tutulan anne ve babanın endişeli bekleyişi devam ediyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Turgutreis açıklarındaki Sahil Güvenlik görüntü
Turgutreis Sahil Güvenlik Komutanlığında daha önce yakalanan mültecilerden de görüntü

Haber- Kamera: Mehmet Can MERAL / BODRUM (Muğla), DHA)

==================

Yasin öğretmen gözyaşlarıyla uğurlandı

Hatay'ın İskenderun ilçesinde geçirdiği kalp krizi sonrası yaşamını yitiren öğretmen 36 yaşındaki Yasin Gürgen, sevenleri ve öğrencilerin gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı.
Sezer Sitesi'ndeki evinde kalp krizi geçirden eğitimci Alparslan Gürgen'in oğlu matematik öğretmeni Yasin Gürgen kurtarılamadı. Genç öğretmen için öğle namazına müteakip Kaptan Mehmet Paşa Camii'nde tören düzenlendi. Törene, ailesi, eğitim camiası temsilcileri, mesai arkadaşları ve öğrenciler katıldı. Kılınan cenaze namazının ardından Gürgen'in cenazesi, gözyaşları ve dualar eşliğinde Çankaya Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Görüntü Dökümü
---------
-Cenaze namazının kılınması
-Cenazenin taşınması
-Yakınları ve öğrencileri ellerinde çiçekler ile görüntüsü
Ağlamaları
Öğretmenin sağlık fotoğraf

SÜRE: 2,51 sn      BOYUT: 159 mb

Haber-Kamera: Ufuk AKTUĞ/İSKENDERUN(Hatay),

==================

Bodrum'da kıyı temizliği yapıldı

MUĞLA'nın Bodrum ilçesinde 2 ayrı yerde kıyı temizliği yapıldı. Gönüllü gerçekleştirilen çalışmaya katılım yoğun oldu.
Deniz Temiz Derneği/TURMEPA Bodrum Şubesi organizasyonuyla, Bitez Liman'ında kıyı temizliği etkinliği yapıldı. Bodrum'daki bazı okulların öğrencileri, Bodrum Denizciler Derneği, Bodrum Çevre Platformu, Bodrum Myndos Amatör Sporcular Kulübü Derneği(BOMASK) üyeleri çalışmaya katıldı. Yaklaşık 100 gönüllü, Bitez Adaboğazı mevkisine yürüyüp, çöpleri topladı. Özellikle ağaçların altında kalan çöpleri tek tek toplayan gönüllüler, sahili tertemiz yaptı. Toplanan çöpler sahile gelen sandala yüklenerek, koyda bekleyen katı atık toplama teknesine götürüldü. Diğer bir kıyı temizliği etkinliği ise, Yalıkavak Küdür Bölgesi'nde yapıldı. Her iki etkinliğe de destek veren Bodrum Belediyesi ekipleri, toplanan çöpleri alarak geri dönüşüm tesisinde ayrıştırılmak üzere götürüldü.

Görüntü Dökümü
-----------
Bitez Adaboğazı mevkiindeki etkinlikten görüntü

Haber- kamera; Mehmet Can Meral / BODRUM (Muğla),

===================

Kuaför çırağını bacaklarından vurdular

Kocaeli'nin Gebze ilçesinde, kuaför çırağı Mete Y. ilçenin en işlek caddesinde silahlı saldırıya uğradı. Bacaklarından kurşunlanan Mete Y. tedavi altına alındı.
Olay 13.00 sıralarında, Gebze'nin en işlek caddelerinden biri olan İsmetpaşa Caddesi'nde meydana geldi. Kuaför çırağı Mete Y. caddede yürüdüğü sırada yanına 2 kişi gelerek tabancalarını çıkarıp ateş etti. Mete Y. bacaklarına isabet eden kurşunla olduğu yere yığılıp kaldı. Çevredeki vatandaşlar gencin yardımına koşarken, 2 kişi koşarak olay yerinden kaçtı. Haber verilmesi üzerine olay yerine gelen 112 Acil ekibi bacaklarına isabet eden kurşunlarla yaralanan genci hastaneye kaldırdı.
Polis çevrede bulunan güvenlik kameralarını incelemeye alırken, kaçan 2 kişiyi yakalamak için çalışma başlattı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü
---------
Olay yerinden görüntüler
Yaralanan gence vatandaşların yardımcı olması

Haber-Kamera: Mesut IŞIK-Haluk TURGUT/GEBZE(Kocaeli),

===================


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Türkiye Bodrum Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title