Haberler

DHA YURT BÜLTENİ - 15

Menemenli üreteci kazanda ıspanak pişirip, vatandaşa ikram ettiTürkiye'deki ıspanak ihtiyacının yüzde 26'sını karşılayan İzmir'in Menemen ilçesindeki üreticiler, meydanda kazanlar içinde ıspanak yemeği pişirip vatandaşlara ikram etti.

Menemenli üreteci kazanda ıspanak pişirip, vatandaşa ikram etti

Türkiye'deki ıspanak ihtiyacının yüzde 26'sını karşılayan İzmir'in Menemen ilçesindeki üreticiler, meydanda kazanlar içinde ıspanak yemeği pişirip vatandaşlara ikram etti. Bazı vatandaşlar da ıspanağı çiğ yiyerek, üreticiye destek verdi.

Menemen'deki ıspanak üreticileri ürünlerinin sağlıklı olduğunu kanıtlamak amacıyla kazanlarda pişirilen ıspanak yemeğini hem kendileri yedi hem de vatandaşlara ikram etti. Menemen Ziraat Odası'nın üyelerinden temin ettiği 200 kiloyu aşkın ıspanak, kazanda pişirildikten sonra ilçe meydanında toplanan vatandaşlara dağıtıldı. Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen etkinliğe katılanlar ellerinde 'Ispanak zehir değil şifadır', 'Menemen çiftçisi ıspanağına kefil', 'Hepimiz Temel Reisiz', 'Biz ürettik güveniyoruz'  yazılı dövizler taşıdılar. Menemen Ziraat Odası Başkanı Metin Karagöl, farklı illerde yaşanan ıspanak yemeğinden zehirlenme olaylarının ardından üretici, işçi, nakliyeci ve halcilerin olumsuz etkilendiğine dikkat çekerek, hepsinin iş yapamadığı için evde oturmak zorunda kaldığını dile getirdi. Türkiye'nin ıspanak tüketen ülkeler içinde dünyada 4'üncü sırada olduğunu anlatan Karagöl, "Birinci sırada Çin, ikinci sırada ABD, üçüncü sırada Japonya geliyor. Yani kültür düzeyi ve ekonomisi gelişmekte olan ülkeler ıspanak tüketiyor. Biz de 4'üncü sıradayız. Şunu bilmeliyiz ki, eğer ıspanak tüketimi azalırsa sağlık sorunları yaşarız. Türkiye'deki ıspanağın yüzde 26'sını İzmir üretiyor. İzmir'de de en fazla Menemen'de üretilir. Pamuk ve üzümün ardından ıspanak üretiminde de birinci sıraya yükseldik" dedi. Sağlıklı ürün yetiştiren Menemenli çifçilerle övündüğünü anlatan Karagöl, köylerde bulunan havuzlarda ıspanakların iyi yıkandığını belirterek, şöyle devam etti:

"Ispanağın içinde potasyum, sodyum, kalsiyum, bakır, demir ve sayısız faydalı mineral bulunur. Düzenli tüketildiğinde insan sağlığı için şaşırtıcı sonuçları vardır. Göz sağlığını korur, kanserden korur, tansiyonu dengeler, kan basıncını düşürür, bağışıklığı güçlendirir. Ispanak tüketmekten çekinmeyin."

'ÜRETİCİNİN ARKASINDAYIZ'

Ispanağı hem yiyen hem de tüm vatandaşlara tüketmelerini öneren Menemen Belediye Başkanı CHP'li Serdar Aksoy ise Menemen Ovası'nda zehirli hiçbir ürün bulunmadığını savundu. Zehirlenme haberlerinin İstanbul, Düzce, Tekirdağ ve Trakya gibi yerlerden geldiğini ifade eden Başkan Aksoy, "Menemen'de hiç zehirleme vakası yok. Hem Sayın Bakanımızdan hem hükümetimizden ıspanağa daha fazla sahip çıkmasını bekliyoruz. Zehirlenmelerin bu besinin içindeki ayrık otundan kaynaklandığı söyleniyor. Böyle bir otun bizim ıspanağımızın içinde çıkması mümkün değil. Biz üreticinin arkasındayız. Bu süreçte yaşadıkları sıkıntıları birlikte göğüsleyeceğiz. Tüm Menemenliler ıspanağına sahip çıkıyor" dedi. Menemen Kaymakamı Mustafa Özkaynak da ıspanağın, besin değeri ve vitamin potansiyeli açısından insan vücudu için değerli olduğunu vurgulayarak, "Bu ürünü yıllardan beri üretiyoruz. Hangi şartlarda üretileceğini üreticimiz iyi biliyor. Çiftçimiz kendi çocuğuna yedirmediği bir ürünü vatandaşa yedirmez. Ispanak insan sağlığına zarar vermeyecek tarım teknikleri ile uygun gözetim altında yetiştiriliyor. Hepsi sağlıklı ve güvenlidir. Bunlar münferit olaylardır, gelip geçicidir. Suçlu bizim üreticimiz değildir" diye konuştu.

'300 BİN LİRA ZARARIM VAR'

Menemen'de yıllardır ıspanak yetiştirdiğini anlatan üreticilerden Ali Altunkaynak da zehirlenme haberlerinden kötü etkilendiklerini dile getirerek, "Satışlarımız durdu, mallar tarlada kaldı. Zararımız büyük. En az 200 dekar yetişmiş ıspanak tarlada duruyor. Hepsi kesilmeyi bekliyor. Oysa ürünlerimizin hepsi doğal. Bir yerde olan bir olay bütün Türkiye'ye mal edildi. Ispanağın dışında karnabahar ve brokoli de üretiyor. Hiç satılmıyor ürünler tarlada şu an. 300 bin lira zararım var. Hasat yapmadığımız için ürünler uzadı, hepsi sürülecek" dedi. Altınkaynak, toplumdaki olumsuz algının ortadan kalkmasını istediklerini belirtti ve şöyle dedi:

"Herkes ıspanak yesin. Ürünlerimiz yağmur, soğuk, rüzgar görür. Hiçbiri serada yetişmiyor. Şoklanmış torbalardaki ürünlere bir şey diyemem. Ama tarladan hale, markete giden ıspanaklarda sıkıntı yok. Kullandığımız ilaçlar ruhsatlıdır. Hepsinin kullanma süresi var. İlaç attıktan 10 gün sonra hasat ediyoruz. Havuzlarda yıkanıyor, hiçbir kalıntı kalamaz."

ISPANAĞI ÇİĞ YEDİ

Üreticilerden Mahsun Belge, özellikle Menemen'de ilaç kalıntısı ya da zehirli ot bulunmadığını, zehirlenme olaylarının paketli ürünlerde yaşanabileceğini savundu. Köylünün ürettiğini ama karşılığını alamadığını dile getiren Mücella Al da ürünlerin tamamının çöpe gittiğini belirterek, "Ben üretici ile çalışıyorum. Gözümün önünde sürüldü tarla. Tohum, gübre, ilaç pahalı. Çok zarar edildi. Ben ıspanağı çiğ çiğ yerim. Doktorum da bana bunu önerdi. Marul, roka, nasıl çiğ yeniyorsa bu da çiğ yenir" diye konuştu. Meydanda dağıtılan ıspanak yemeğini çocuklarına yediren vatandaşlar da bu sebzeyi mutfaklarından eksik etmek istemediklerini söyleyerek bu haberlerden etkilenmediklerini anlattı. Ispanağın her zaman sağlıklı olduğunu belirten Gül Kader, "Bu haberler çıktıkça biz pişirip yedik. Haftada 3 kez pişiriyorum. Menemen'de ıspanak festivali yapılsın ve üretim artsın istiyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü

----------

Ispanak kasalarından görüntü,

Ziraat Odası Başkanı Metin Karagöl'ün konuşmasından görüntü,

Belediye başkanı ve kaymakamın konuşmasından görüntü,

Kazanda getirilen ıspanaktan görüntü,

Katılanların ıspanak yemesinden görüntü,

Ispanakların kağıt tabaklarla dağıtılmasından görüntü,

Üreticiler ve vatandaşlarla röp.

Haber: Nevra UÇKAÇ / Kamera: Mustafa KÖPRÜLÜ / İZMİR,

=============================

Bakan Soylu: FETÖ'ye yönelik çok büyük bir operasyona hazırlanıyoruz

Van'da düzenlenen 'Güvenlik Korucularının Hizmetiçi Eğitim Programı'na katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,  FETÖ'ye yönelik önümüzdeki günlerde çok büyük bir operasyona hazırlandıklarını belirterek, "Burada şahsımızın olup olmaması önemli değildir. Hiç kimse aman bu adamlar değişti, başkaları gelir mücadele biter diye beklemesin. Bu mücadeleyi bu milletin evlatları sonuna kadar yürüteceklerdir" dedi. Bakan Soylu, DEAŞ'ın çok önemli bir adamının Suriye'de yakalandığını ve sorgusunun devam ettiğini açıkladı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir otelde düzenlenen Güvenlik Korucuları Hizmetiçi Eğitim Programı'na katılmak üzere Van'a geldi. Beraberindeki İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin ile Van'a gelen Soylu'yu Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez, Van Milletvekilleri Osman Nuri Gülaçar ve Abdulahad Arvas karşıladı.

Bakan Soylu, toplantının yapılacağı salona gelişinde aralarında kadın güvenlik korucularının da bulunduğu korucularla tek tek tokalaştı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan program, güvenlik korucuları ile ilgili slayt gösterimiyle devam etti.

'PKK, DİNSİZ BİR ÖRGÜTTÜR'

Bakan Soylu, yaptığı konuşmasında Türkiye'ye karşı hain planlar içerisinde olan tüm terör örgütleri ile mücadelenin devam edeceğini bildirerek, şöyle konuştu:

"Sözlerime, İmam-ı Şafi Hazretleri'nin çok sevdiğim bir sözüyle başlamak isterim. Hazret Şafi  der ki; Düşmanın okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür. Bu teraziyle bakınca anlıyoruz ki, bizler hak ehliyiz. Çünkü Allah'a şükür, düşman okundan yana hiç kıtlık çekmedik. Terör örgütleri yıllardır kapımızdan eksik olmadı. Hasmane duygular, planlar, karanlık hesaplar, yıllardır kapımızdan eksik olmadı. Teröristlere destek verenler, sırtını sıvazlayanlar, cebine para koyanlar, akıl verenler, şu milleti birbirine düşürmek için gece gündüz mesai yapanlar, yıllardır kapımızdan eksik olmadı. İçimizdeki hasmane yapıya su taşıyanlar, hak ehline karşı ihanet ehli olanlar, gaza ehline karşı fitne ehli olanlar, yine yıllardır kapımızdan eksik olmadı. İşte bizlerin yan yana durduğumuz yer, böyle bir yerdir. Ya, hak ehlinin yanında olmak ya da kapının dışında hak ehline ok atanlarla birlikte olmak veya kenardan bu mücadeleyı seyretmek ki bana sorarsanız esasen o da hak ehlinin karşısında olmaktır. Baki olan ancak Allah'tır. Buradaki işlerimiz ne olursa olsun en nihayetinde huzuruna çıkıp yaşadığımız hayatla ilgili bir hesap verme durumunda olduğumuzu aklımızdan çıkarmamalıyız. Hak yolunda mı mücadele ettik, dünya nimetleri için mi mücadele ettik, bunların hepsi teker teker bizden sorulacak. Bizim inancımız budur. 40 yıldır bu ülkede bir PKK terörüyle mücadele halindeyiz. Her zaman söylerim, PKK  La-dini bir örgüttür, yani dinsiz bir örgüttür. Temel amacı bu topraklarda bize öğretilen Amentü'yü, İslam'ın şartlarını bütün bunlarla ilgili bildiklerimizi, camilerde, Kuran kurslarında, okullarımızda bize öğretilenleri, bu coğrafyadan silmeye çalışmaktır. Batının bugün PKK ve PYD'ye sahip çıkmasının arkasındaki temel felsefe budur. Mesele bu topraklardaki inanç kuvvetini zayıflatmak ve bu topakların, bu medeniyetin bütün dünyaya hak edeceği doğru yolu yoksun kılmaya çalışmaktır. Bizi bir arada tutan inancımız, bayrağımız, milli birliğimiz, dinimiz, geleneğimiz, göreneğimiz ne kadar güçlü ortak değerimiz varsa onu bertaraf etmektir. Buna güçleri yetmez ama dönem dönem bizi zafiyete uğratmak için her şeyi yapıyorlar. Dün bunu başka vesilelerle, bugün terör örgütleri üzerinden yapmaya çalışıyorlar. Biz büyük bir devletiz. Vergi topluyoruz, gelir elde ediyoruz, yatırım yapıyoruz. Yol, baraj, havalimanları yapıyoruz. Okullarımız, üniversitelerimiz, hastanelerimiz var. Peki, PKK'yı yıllarca ayakta tutan güç nedir? Bu paralar nereden geliyor?  Bu silahlar nereden geliyor? Bugün PYD'ye sahip çıkanlar, isim takla attırarak meşru örgüt haline getirmeye çalışanları biliyoruz ki katliamların, kardeşi kardeşe düşürmenin mesulleridir. Başarabildiler mi hayır. Ama bizim başka bir sorumluluğumuz daha var. Bizim üzerinde çok durmadığımız ama liderimiz Erdoğan'ın ortaya koyduğu başka bir vizyonumuz var. Van sadece Van değil. Hakkari sadece Hakkari değil, Çanakkale sadece Çanakkale değil, biz bütün dünyayı kendine imrendiren bir medeniyetin çocuklarıyız. "

'PKK İNSANI DİNİNDEN CAYMAYA ÇALIŞIYOR

Bakan Soylu, terör örgütü PKK'nın dini inancı ve ahlakının olmadığını da belirterek, "İnsanları da dininden inancından sıyırmaya çalışıyor. Onun için dağa kaçırdıkları çocuklara önce tecavüz ediyorlar. Okuduğum zaman insanlığımdan utanıyorum. Dünyanın en ahlaksız terör örgütüyle karşı karşıyayız. İnsana saygısı olmayan, kadına saygısı olmayan bir terör örgütüyle karşı karşıyayız. Dağlarda her türlü ahlaksızlığı ve sapıklığı ortaya koyuyorlar. Sorunumuz bir terör örgütü değil, ahlakımızı ortadan kaldırmaya çalışan bir terör örgütüyle karşı karşıyayız. Bizim babalarımız bu meseleyle uğraştı. Bu işin acısını yaşadılar. Bizler yıllardır bu işle uğraşıyoruz. Evlatlarımız, bizden sonrakiler bu meseleyle uğraşacaklar. Daha kaç yıl vicdanlarımızı kanatacaklar? Onlar da mı kaybetsinler? Birliklerini, güçlerini, ülkemizin zenginliklerini onlarda mı yaşamasınlar? Namaz Dağı'ndaydım. Sadece bizim Türkiye'mizin değil, bütün coğrafyamızın kabiliyetini artıracak bir alandan söz ediyorum. Madenleri yıllardır teröre kurban veriyoruz. Sınır ticareti, terör yüzünden engelleniyor. İnanç turizmi, İran için cazibe merkezi Van,  Antalya'ya, Trabzon'a kadar huzursuzluk olursa, bunları kaybetmiyor muyuz? Ağrı valisi geldi. Bundan 6 ay önce 5 bin kadının çalışacağı fabrikanın temelini attık. Açılışı yapılacak. 6 bin kadının çalışacağı fabrikanın temelini atmak için çağırıyorlar. Terör olsa dünyanın en büyük üreticilerinden Nike gelip, fabrika açar mı? Huzursuzluğun içine gelir mi? Terör olsa bunlar olur mu? Yüksekova Havalimanı yüzlerce kez taciz edildi. Yüksekova'daki esnaflar, akademisyenler, öğrenciler istifade ediyor. İran'dan gelip İstanbul'a gitmek isteyenler istifade ediyor. Bu fırsatı bir daha yakalayamayız. İlk kez terör örgütünü böyle yakaladık. Güçlü bir lideri ve onunla hareket eden bir millet ile yürüyoruz" dedi.

Terör örgütü içinde yaşanan ahlaksızlıklara da değinen Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dağa kaçırdığı çoluk çocuğa önce tecavüz eder, onun için o dağlarda her türlü ahlaksızlığı, sapıklığı ortaya koyar, onun için hiç vicdanları sızlamadan çoluk çocuk, genç yaşlı katleder, onun için milletin çoluk çocuğunu dağda sefil ederken liderleri uyuşturucudan, kaçakçılıktan cebe indirdikleri milyarlarca dolarla beraber, lüks hayatlarını yaşarlar. Ama arada da böyle yeşil kıyafetlerle, işte güya gerilla kıyafeti dedikleri kıyafetlerle dağdan, kamplardan kendi gazetelerine poz verirler ki rahat hayatları bilinmesin. Kandırdıkları insanlar onlara başkaldırmasın. Avrupa'daki seyahatlerinden hiç poz vermezler. Batılı dostlarıyla uyuşturucu ve petrol pazarlığı yaparken hiç görüntü vermezler. Küçük küçük adamlardır ama kendi yayın organlarında büyük büyük laflar ederler. Geçen gün kendi haber ajanslarında bizim bakanlığın bütçesiyle ilgili bir haber kaleme almışlar. Haberin sonunda neyi eleştirmişler biliyor musunuz? Bizim bütçe kalemleri arasındaki 'hane halkına yapılan transferler' başlığını. Ondan rahatsız olmuşlar. İnsanların evini, barkını yıkacaklar. Yaptıkları eylemlerle insanların malına, mülküne zarar verecekler, sonra da devlet burada sorumluluk üstlenip, vatandaşının derdine derman olduğunda rahatsız olacaklar. Eğer o Kandil'deki pis adamlar, o ahlaksız adamlar, onların kravat takmış sözcüleri, benim Kürt kökenli vatandaşımı düşünüyor olsalardı,  eğer onlar birazcık adam olsalardı, millete ihanet içinde olmazlardı."

'DİYARBAKIR'DAKİ ANNE-BABALAR ONLARIN KUYRUĞUNA TENEKE BAĞLADI'

Diyarbakır'da HDP İl binası önünde evlatları için nöbet tutan annelerle ilgili konuşan Bakan Soylu şöyle dedi:

"Biz devletiz, vatandaşımızın başına bir iş geldiğinde, onun yanında durmasını biliriz. Onların asıl zoruna giden Diyarbakır'da evlatlarını isteyen anne, babaların, bunların kuyruğuna teneke bağlamasıdır. Eylemin ilk günlerinde bir hanım kardeşimiz 'başlarım sizin Kürdistan davanıza' şeklinde bir ifade kullandı ya, işte meselenin net tarifi budur. Bunların aldatmacası ve milletin buna verdiği cevap budur. Ne Türkiye'den bir çakıltaşı koparabildiler, ne Afrin'de tutunabildiler, ne Tel Abyad'da, ne Resulayn'da, ne başka bir yerde tutunabildiler. Ne bir terör devleti kurabildiler ne de bugün kimseyi korkutacak, kandıracak, zorla çocukları dağa kaçıracak, sindirecek bir takate sahipler. Bu millet 'geliyorum' deyince batılı dostları gerçekliği gördü. Kime ağlayacaklarını şaşırdılar. Her yıl örgüte katılandan 3 katı fazlası ya teslim oluyor ya ikna yoluyla dağdan iniyor. Rakamlar ortada. 2016 yılında örgüte katılım 703, ikna ve teslim toplamı 466'dır. 2017'de bu devran tersine döndü, katılım 703'ten 161'e düştü, ikna ve teslim 417 oldu. 2018'de katılım 136, ikna ve teslim toplamı 383 oldu ve bu yıl, örgüte katılım 104, ikna ve teslim toplamı ise 297 oldu. İşte bütün kıvranmaları bu gidişat ve tükeniş sebebiyledir. "

'BİZ KİMSENİN TERÖRİSTİNİN OTELİ DEĞİLİZ'

Terör örgütü FETÖ ile ilgili de açıklamalarda bulunan ve yakın zamanda operasyon yapılacağı sinyalini veren İçişleri Bakanı Soylu, "Bildiğiniz gibi PKK  ve PYD'nin yanı sıra bir yandan FETÖ, bir yandan DEAŞ'la, bir yandan diğer aşırı sol terör örgütleriyle topyekün bir mücadele halindeyiz. Hepsini tek tek biliyoruz. DEAŞ'ın çok önemli bir adamını Suriye'de yakaladık. Şu anda sorgusu devam ediyor. DEAŞ'lıları ülkeleri kabul etmeye yanaşmasa da geri gönderiyoruz. Yolumuzdan çekilen çekilir, çekilmeyen sonuçlarıyla yüzleşir. Almanya ve  Hollanda'ya teşekkür etmek istiyorum. Ülkelerin bakanlarıyla yürüttüğümüz değerlendirmelerle yapıcı bir tutum sergilediler ve bu tutumlarıyla DEAŞ'tan kendi ülkemizde bulunan ve aynı zamanda Suriye'de gözetimimiz altında bulunan, alanda tuttuklarımız da dahil, kendi memleketlerine mensup teröristler aynı zamanda eşleri ve çocuklarını alacaklarını akşam teyit ettiler. Diğer ülkelerden de aynı yapıcı tutumu beklediğimizi belirtmek isterim. Eğer terörle hep birlikte mücadele edilecekse, herkes teröristlere sahip çıkacak. Biz kimsenin teröristinin oteli değiliz. Otağı değiliz, misafirhanesi değiliz. Sınır içinde de dışında da operasyonlar devam ediyor.  FETÖ'ye yönelik önümüzdeki günlerde çok büyük bir operasyona hazırlanıyoruz. Burada şahsımızın olup olmaması önemli değildir. Hiç kimse aman bu adamlar değişti, başkaları gelir mücadele biter diye beklemesin. Bu mücadeleyi bu milletin evlatları sonuna kadar yürüteceklerdir. "

PKK'YI BİTİRİYORUZ, KORUCULUK GEREKLİ BİR SİSTEMDİR

Terörle mücadelede aktif rol oynayan koruculuk sistemine de değinen Bakan Soylu, "Türkiye'nin terörle mücadelesi içinde koruculuk sisteminin gerçekten çok önemli katkısı ve etkisi var. Cenab-ı Allah sizlerden de, önceki korucu kardeşlerimizden de, korucu şehitlerimizden ve gazilerimizden de razı olsun. Türkiye'ye çok hizmet verdiniz. Bu itibarla, bu müessesenin devamı için, daha etkin ve verimli işlemesi için, bizler de kıymetli Cumhurbaşkanımızın doğrudan talimatları ve yönlendirmesiyle pek çok adım attık, atmaya da devam ediyoruz. Allah kendilerinden razı olsun. Bu noktadaki hiçbir talebimizi geri çevirmediği gibi bizzat katkıları da oldu. 1985 yılında ihdas edilen koruculuk sistemi, 2007'den itibaren ama özellikle 2017 yılından itibaren yapılan pek çok düzenleme ile gerek özlük hakları noktasında, gerek kapasite noktasında, gerekse kurumsallaşma noktasında bugün çok farklı bir seviyededir. Operasyon tazminatlarından maaş düzenlemesine, ekipman ve teçhizat desteğinden emeklilik imkanlarına kadar pek çok noktada adımlar attık. Korucular daire başkanlığını kurduk ve bu sayede sistemi kurumsallaştırdık. Yaptığımız düzenlemeyle; güvenlik korucularımızın primlerinin tamamı devlet tarafından karşılanmak üzere sigortalı sayılmalarına imkan tanıdık. Bu ilk kez oldu. Korucularımızın operasyon tazminatlarını, her operasyon başına ödenir hale getirdik. Ödül sistemini de yeniledik. Emekliler dahil tüm güvenlik korucularımıza harçsız silah taşıma imkanı getirdik. 2 bin 211 korucumuzu uzman erbaş yaptık. 5 bin korucumuz uzman erbaş olacak. Bunu sağlayacağız. Tüm korucularımıza cep telefonu verdik. 18 bin 482 güvenlik korucusunu emekli edip onlarla karşılıklı adım attık. 25 bin 118 yeni güvenlik korucusu aldık ve yaş ortalamasını 44'ten 32'ye düşürdük. Halihazırda 26 ilde toplam 54 bin 7 güvenlik korucumuz, görev başındadır" diye konuştu.

'TERÖRÜN KÖKÜNÜ KAZACAĞIZ'

Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin ise, Türk milletinin dünyadaki her milletten huzuru daha fazla hak ettiğini belirterek, "Bu yörede terör milletin kanını emmiştir. PKK insanların huzursuz şekilde buraları terk etmesine, fakirleşmesine neden olmuştur. Köyler, arazilerin boşaltılarak insanlar fakirleştirilmiştir. Sizlerin kanını emen vatandaşın huzurunu PKK başta olmak üzere bütün terör örgütlerini burada tamamen yok edeceğiz. Cumhurbaşkanımızın emir direktifleri doğrultusunda son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar girilmedik yer kalmayacaktır "dedi.

KIRAN-6 OPERASYOYLA İLGİLİ KONUŞTU

Van, Hakkari ve Şırnak'ta başlatılan Kıran-6 operasyonu ile ilgili olarak da Orgeneral Çetin,"Kıran-6 operasyonunu başlattık. Bunun devamı gelecek. Burada huzur kalıcı olarak sağlanıncaya kadar, bölge teröristlerden temizleninceye kadar kesintisiz operasyonlar devam edecektir. Son 3 yılda koruculara verilen desteklerden dolayı sayın bakanımıza teşekkür ederiz. Bugün korucular subayımızdan, astsubaylardan, uzmanlardan farksızdır. Daha önce 2 bin 300 uzman jandarma, koruculardan aldık. Çok değerli hizmetleri var. Bundan sonra da korucularımızla, tüm güvenlik güçlerimizle, yüce milletimizin desteğiyle terörü ülkemizden kazıyıp atacağız"  ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜLERİ GEÇİLDİ

Haber-Kamera: Behçet DALMAZ-Orhan AŞAN/VAN, -

====================

Organlarıyla 5 hastaya umut olan Zeynep'in hayali, tıp fakültesiydi

Muğla'da, elektrikli bisikletine bir kamyonetin çarpması sonucu ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede beyin ölümünün gerçekleşmesinin ardından bağışlanan organları nakil bekleyen 5 hastaya umut olan 19 yaşındaki Zeynep Helin Aslaner, gözyaşları içinde toprağa verildi. Hayatının baharında yaşamını yitiren Aslaner'in üniversite sınavlarına hazırlık yaptığı ve en büyük hayalinin tıp fakültesini kazanmak olduğu öğrenildi.

Geçen 8 Kasım'da akşamı Ortaca'dan Dalyan yönüne giden M.H.E., kullandığı 48 Z 2597 plakalı kamyonet ile elektrik bisikletiyle yolun karşısına geçmeye çalışan Zeynep Helin Aslaner'e çarptı. Ağır yaralanan Aslaner, Fethiye Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Aslaner, buradaki ilk müdahale sonrasında

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan genç kızın önceki gün (Pazartesi) beyin ölümü gerçekleşti.  Doktorların görüştüğü Aslaner'in ailesi, kızlarının organlarının bağışlanmasına onay verdi. Durum, Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Merkezi'ne bildirildi. İstanbul'dan dün (salı) gelen ekipler tarafından Aslaner'in uygun bulunan organlarından böbrekleri, kalbi, karaciğer ve akciğeri alındı. Hastanenin pistine inen Aydın Jandarma Filo Komutanlığı'na bağlı helikopterle organlar, Milas-Bodrum Havalimanı'na, buradan da Sağlık Bakanlığı tarafından tahsis edilen özel uçakla İstanbul'a gönderildi. Kamyonet sürücüsü M.H.E., jandarmadaki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.

ANNE CENAZE TÖRENİNDE FENALAŞTI

Bağışlanan organlarıyla nakil bekleyen 5 hastaya umut olan Zeynep Helin Aslaner'in, Muğla Adli Tıp Kurumu'nun morgundan alınan cenazesi Pir Sultan Abdal Derneği Ortaca Cemevi ve Kültür Merkezi'ne getirildi. Burada düzenlenen cenaze törenine genç kızın babası Şahin Aslaner, annesi Emine Aslaner, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, yakınları ve arkadaşları katıldı. Gözyaşlarının sel olduğu cenaze töreninde genç kızın annesi Emine Aslaner, fenalaşıp bayıldı. Kucakta taşınarak otomobile bindirilen ve Ortaca Devlet Hastanesi'ne kaldırılan acılı anneni sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Zeynep Helin Aslaner'in cenazesi saat 13.30'da kılınan namazın ardından Kemaliye Mahalle Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Hayatının baharında yaşamını yitiren Aslaner'in üniversite sınavlarına hazırlık yaptığı ve en büyük hayalinin tıp fakültesini kazanmak olduğu öğrenildi.

Görüntü Dökümü

-----------

Zeynep Helin Aslaner'in fotoğrafı

-Kazanın meydana geldiği yoldan görüntü

-Cenaze namazının kılınışı

-Zeynep Helin Aslaner'in fotoğrafını taşıyan arkadaşının görüntüsü

-Cenazede fenalaşıp baygınlık geçiren anne Emine Aslaner'in kucakta taşınması

-Zeynep Helin Aslaner'in tabutunun omuzlarda taşınması

-Genel ve detay görüntüler

Haber: Cavit AKGÜN - Kamera: Aykut KURT / ORTACA (Muğla),

===================

Acılı anne kızının anısını yaşatmak için fidan dikti

Mersin'de kızı Gülsen Çolak'ı 32 yaşında iken şeker hastalığı sonucu kaybeden anne Asiye Çolak, onun hatırasını diktiği fidanlarla yaşatıyor.

7'nci Uluslararası Mersin Narenciye Festivali'nde Büyükşehir Belediyesi tarafından limon fidanı dağıtıldı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği Büyükşehir Belediyesi standında dağıtılan yediveren limon fidanlarından alamayan Asiye Çolak, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer'in yanına giderek durumu anlattı. Genç yaşta kaybettiği kızı Gülsen Çolak'ın anısına fidan dikmek istediğini, ancak alamadığını söyleyen Çolak'a fidanlar, Büyükşehir Belediyesi Tarımsal ve Veteriner Hizmetler Dairesi Başkanlığı ekipleri tarafından 3 adet yediveren limon fidanını temin ederek, teslim ettti.

5 çocuk annesi  Asiye Çolak, fidanların teslim edilmesinden dolayı memnun olduğunu ifade ederek, kızı Gülsen Çolak'ın şeker hastalığı dolayısı ile 2010 yılında vefat ettiğini dile getirdi. Kızı Gülsen'in hayırsever bir yapısı olduğunu belirten  Çolak, vefatının ardından kendi imkanları ile temin ettiği fidanları çeşitli yerlere dikerek, onun anısını yaşatmaya çalıştığını söyledi.

Görüntü Dökümü

--------

-Belediye Başkanı Vahap Seçer'in fidan dağıtımından görüntü

-Gülşen Çolak mutfakta çalışırken

-Ekiplerin gelmesi

-Gülşen Çolak'ın kapıyı açması

-Gülşen Çolak'a fidanlar teslim edilirken

-Gülşen Çolak kapıda konuşurken

-Gülşen Çolak fidan dikerken genel ve detay

-Gülşen Çolak konuşurken

(BOYUT: 308 MB) (SÜRE: 2,44 DK)

Haber-Kamera: MERSİN,

====================

Bolu'da otizmli ve down sendromlu çocukların tenis eğlencesi

Bolu'da, otizm ve down sendromlu çocuklar için düzenlenen tenis öğrenme etkinliğinde çocuklar tenis oynamayı öğrendi.

Bolu Tenis Akademisi tarafından Emine Mehmet Baysal Özel Eğitim Okulu'nda eğitim gören down sendromlu ve otizmli öğrencilere tenis etkinliği düzenlendi. Down sendromlu ve otizmli çocukların sosyal hayata adapte olması ve eğlenmesi amacıyla düzenlenen etkinlikte çocuklar doyasıya eğlendi. Engelli çocuklar ayrıca tenis raketiyle vuruş yapmayı öğrenirken, bunun yanı sıra müzikler eşliğinde dans etti. Çocukların aileleri düzenlenen etkinlikten çok memnun kaldıklarını söyledi.

Bolu Tenis Akademisi'nde antrenörlük yapan Saip Sezer, "Bugün bir farkındalık yaratmak istedik. Özel gereksinimli bireylerimizin için güzel bir etkinlik düzenledik. Onları mutlu ettik, güldürdük. Bunun için biz de çok mutlu olduk. Biz bu tarz etkinlikleri sürekli düzenleyeceğiz. Herkesin elinden geleni yapması lazım. Biz kendi payımıza düşeni yaptık." dedi.

Bolu Tenis Akademisi'nin kurucu üyesi ve antrenörü Fatih Şeker de, "Bugün burada özel gereksinimli bireylerimiz için bir farkındalık oluşturmaya çalıştık. Beklediğimizin üzerinde güzel bir katılım oldu. Onları mutlu edince bizler de mutlu olduk. Kuruluş amacımız toplumun her kesiminden insanları tenis ile tanıştırmak. Bu doğrultuda özel gereksinimli bireylerle tenisi tanıştırmak bizim için çok önemli bir yer kapsıyordu. Bu doğrultuda ilk adımımızı attık. Bundan sonra özel gereksinimli bireylerimiz için bir çok projemiz olacak." diye konuştu.

Görüntü Dökümü

--------------

-Çocukların tenis oynaması

-Ailelerle röportajlar

-Mikrofonla muhabirlik yapmaya çalışmaları

-Antrenörlerle röportajlar

-Çocukların eğlenmesi

-Detaylar

Boyut: 545 MB

Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK/BOLU,

==================

Cam silerken 11'inci kattan düşen kadın öldü

Kayseri'de, Ayşe Eraslan (39) annesinin 11'inci katta yeni taşınacağı evin camlarını silerken dengesini kaybedip yere düşünce öldü.

Olay, saat 12.00 sıralarında merkez Melikgazi ilçesi Mimarsinan Şirintepe Mahallesi'nde bulunan 15 katlı Yunus Emre Apartmanı'nda meydana geldi. Ayşe Eraslan, annesinin yeni taşınacağı apartmanın 11'inci katındaki daireyi temizlemeye başladı. Eraslan, evin penceresine çıkıp camları silerken dengesini kaybederek yere düştü. İhbar üzerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Eraslan'ın öldüğü belirlendi. Polis ekiplerinin olay yerindeki incelemesinin ardından Eraslan'ın cesedi, otopsi için Kayseri Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Polis, olayla ilgili inceleme başlattı.

Görüntü Dökümü

-------------

Yüksek düşme olayının meydana geldiği bina görüntüsü

Polisin hayatını kaybeden kadının cansız bedeninde inceleme yapması

Meraklı kalabalık

Polis ve Ambulans görüntüsü

Cenaze aracına kadının cansız bedeninin konulması

Diğer görüntüler

Haber- Kamera: Yasin DALKILIÇ -KAYSERİ-DHA

======================

İslahiye'nin düşman işgalinden kurtuluşu kutlandı

GAZİANTEP'in İslahiye ilçesinin, düşman işgalinden kurtuluşunun 99'ncı yıl dönümü törenle kutlandı.

Demokrasi Meydanı'ndaki kutlama programına;İslahiye Kaymakamı Muhammet Lütfi Kotan,106'ncı Topçu Alayı Komutanı Albay Ömer Şahin Selvi, İslahiye Belediye Başkanı Kemal Vural, Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Fatih Kale, İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Ümit Tahta, İlçe Emniyet Müdürü Bedrettin Sarıtaş, daire amirleri, şehit aileleri, gaziler, STK ve siyasi parti temsilcileri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Törende İslahiye Belediye Başkanı Kemal Vural, Atatürk anıtına çelenk koydu. Çelenk konulduktan sonra konuşan Başkan Vural, "99 yıl önce bu topraklar düşman işgalinden kurtuldu. Bu kurtuluşu gerçekleştiren başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Bu topraklarda ve sınır ötesinde amacımız kan dökmek değil. Bizm amacımız dünyada savaş çıkartmak değildi. Dünyayı karıştırmak isteyen güçler Osmanlı döneminde, Osmanlı sonrası ve şimdide bu toprakları karıştırmaya çalışmışlar ve halende karıştırtıyorlar. Atalarımızdan aldığımız bu toprakları korumak için bize düşen görev bundan sonra daha fazla çalışmak. Bu topraklarda onlara meydan vermeden birlik ve beraberliğimizi koruyarak barış içerisinde yaşamaktır. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi 'yurtta barış, dünyada barış'. Bu duygu ve düşencelerle '13 Kasım Kurtuluş Günü'nüzü kutluyorumödedi.

Törende ayrıca Farabi Sağlık Meslek Lisesi öğrenciler tarafından kurtuluş savaşını simgelen oyun başta olmak üzere çeşitli oyunlar sahneledi. Adana 6'ncı Mekanize Piyada Tümeni Askeri Bandosu ise konser verdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------

Demokrasi Meydanı

Çelenk sunumu

Saygı duruşu ve istiklal marşı

Başkan Kemal Vural'ın konuşması

Kurtuluş oyunu

Askeri Bando'dan şarkılar

Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU : 420MB

Haber-Kamera: Kadir ÇELİK-GAZİANTEP-DHA)


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Menemen İzmir Güncel Haberler

title