Haberler

DHA YURT BÜLTENİ-16

Hatice Ceylan'ın oğlu PKK'dan nasıl kaçtığını anlattıDiyarbakır'da HDP il binası önünde oturma eylemi yapan Hatice Ceylan'ın, önceki gün terör örgütü PKK/YPG'nin elinden kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan oğlu Cafer, örgütün elinden nasıl kaçtığını ifadesinde anlattı.

Hatice Ceylan'ın oğlu PKK'dan nasıl kaçtığını anlattı

Diyarbakır'da HDP il binası önünde oturma eylemi yapan Hatice Ceylan'ın, önceki gün terör örgütü PKK/YPG'nin elinden kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan oğlu Cafer, örgütün elinden nasıl kaçtığını ifadesinde anlattı.

2015 yılında 15 yaşındayken, terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırılan Cafer Ceylan, emniyetteki ifadesinde, kaçırıldığında önce Kobani'ye, ardından da Münbiç'e götürüldüğünü söyledi. Terör örgütünün uzun bir süre ideolojik eğitim verdiğini anlatan Cafer Ceylan, bir yıl önce Tel Abyad'a ve ardından Suluk bölgesine gönderildiğini belirtti.

'KAÇMAYI PLANLADIĞIMIZ ARKADAŞIMI BAŞKA YERE GÖNDERDİLER'

Tel Abyad'a gelmeden önce örgütün kendilerine yaptığı baskılardan çok sıkıldığını belirterek, "Örgüt bize sürekli baskı yapmaktaydı. Burada bulunduğum sürede sorun çıkarmaya başladım, bu sebeple beni 20-25 günlük sürelerle farklı kamplara gönderdiler" dedi.

Barış Pınarı Harekatı'nın başlamasıyla örgütün kendisini Kobani'ye gönderdiğini ifade eden Ceylan, şunları söyledi:

"Örgüt, harekatın başlaması ile hendek ve tünel kazmak dahil birçok tedbir almaya başladı. Burada bir şahıs ile örgütten kaçmayı düşündük, ancak o gün için bir yol bulamadığımızdan gerçekleştiremedik. Yaklaşık 20 gün sonra bu şahsı başka bir bölgeye görevlendirdiler. Daha sonra, beraber teslim olduğum şahıs ile Kobani'de tanıştık. Kendisi bana örgütten kaçmak istediğini söyledi, bunun üzerine kaçma planı yaptık.ö

'KÖYLÜNÜN TELEFONUYLA 155'İ ARADIK'

Kaçma sürecini anlatan Ceylan, terör örgütünün lojistik işlerinde çalıştırıldığı için teröristler tarafından kendisine araç tahsis edildiğini, bunun da kaçmaları için bir fırsat doğurduğunu söyledi. Ceylan, emniyetteki ifadesinde şöyle konuştu:

"Biz kaçmaya karar verdiğimizde kendimize ait telefon olmadığından bir köylüden telefonunu kullanmak için aldık ve 155'i aradık. Telefonda ben konuştum. 155 ile konuştuğumuzda Kobani bölgesinde olduğumuzu, teslim olmak istediğimizi söyledim. Telefondaki şahıs bana ne zaman ve nereye gelebileceğimizi sordu. Biz de 'Fırsat bulduğumuzda sizi arayalım' dedik. Bu konuşmada karşı şahıs bana bir telefon numarası verdi ve bu numarayı aramamızı söyledi. Kaçmaya karar verdiğimiz 9 Aralık 2019 tarihinde akşam saatlerinde beraber teslim olduğum şahısla yukarıda bahsetmiş olduğum araçla Kobani'den ayrıldık. Kobani'den ayrılırken örgütün sözde sorumlusuna araca yakıt alacağımızı söyledik. Yolda bize verilen telefon numarasını aradık, karşı şahıs bize sınıra geleceğini ve bizi teslim alacağını söyledi. Biz de bunun üzerine araçla Türkiye sınırlarına doğru geldik. Aracı sınıra yakın bir köyde bıraktıktan sonra sınıra doğru yürüyerek geldik. Sınıra gelirken karşı şahısla telefon irtibatımız hiç kesilmedi. Bizi sınır kapısında karşıladı. Sınır kapısını açarak bizi içeriye aldılar, sınırda telefonda konuştuğumuz kişi bizi görevlilere teslim etti."

Görüntü Dökümü

-------------

-Olaya ilişkin ARŞİV görüntüler

HABER: Mehmet Mucahit CEYLAN,DİYARBAKIR /

=============================

Yaşı küçük kızlara bekaret testi yapmayan doktora beraat

Edirne'de, 'cinsel istismara' uğrayan yaşları 18'den küçük 3 kız çocuğuna savcılık tarafından istenilen bekaret testini, kızların kabul etmemesi üzerine yapmayan Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli  Anabilim Dalı Öğretim Üyesi  Prof. Dr. Gürcan Altun, 'görevi ihmal' suçundan yargılandığı davada, 'suç unsuru oluşmadığı' gerekçesiyle beraat ettirildi.

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürcan Altun, 2013 yılında, savcılık tarafından Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinden gönderilen 'cinsel istismar' mağduru 18 yaşından küçük 3 kız çocuğuna, genital muayene (bekaret testi) yapmadı. Kızların istememesi nedeniyle muayeneleri gerçekleştirmeyen Altun hakkında 'görevi ihmal' suçundan dava açıldı. Yapılan yargılamada Prof. Dr. Gürcan Altun, beraat etti.  Ancak kararı, Lüleburgaz Savcılığı itiraz etti. Dosyayı görüşen Yargıtay Ceza Dairesi, kararı bozdu.

SUÇ UNSURU OLUŞMADIĞINDAN BERAAT

Edirne 5'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde yeniden yapılan yargılamanın duruşmasında, Prof. Dr. Gürcan Altun, hazır bulundu. Suçlamaları kabul etmediğini tekrarlayan Prof. Dr.  Altun'u mahkeme, 'suç unsuru oluşmadığı' gerekçesiyle beraat ettirdi. Mahkemenin kararını sevinçle karşılayan Prof. Dr. Gürcan Altun kendisine destek için gelenlerle birlikte, Edirne Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.

'HASTA ONAMASI GEREKİR'

Hasta kabul etmediği sürece hekim muayenesinin doğru olmadığını söyleyen Altun, "Bize gönderilen insanların muayeneleri, gerek adli gerekçelerle olsun gerek kendilerinin başvurduğu tıbbi nedenler olsun mutlaka kişinin iznine bağlıdır.  Yargı yargı mekanizması içerisinde, gönderilen hastanın muayene edilmesi zorunlu gibi bir algı var. Öyle bir şey yok. Hekim olarak hasta muayeneyi kabul etmediği takdirde zorlamak, hastaya ruhsal yönden zarar vermektir. Sonuçta bu ilk yargılanmam değil, suçlu olmadığım bir kez daha ortaya çıktı ve bir kez daha beraat ettim. Yaptığım uygulama, iyi hekimlik uygulaması olarak bir kez daha ortaya çıkmış oldu" dedi.

Görüntü dökümü:

-----------------------

-Kalabalıktan genel

-Edirne Adliye tabelası

-Altun'un açıklaması

-Kalabalık detay

-Kalabalık alkışlaması

-Yaşanan sevinç

Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/EDİRNE,

=============================

Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan: Trump da, Obama da Ağrılı

'11 Aralık Uluslararası Dağ Günü' dolayısıyla düzenlenen Ağrı Dağı Paneli'nde konuşan Belediye Başkanı Savcı Sayan, "Herkes Ağrılıdır. Çünkü dünyadaki bütün canlılar Nuh'un Gemisi ile kurtulanların soyundandır. Dolayısıyla Trump da, Obama da Ağrılıdır" dedi.

Türkiye Dağcılık Federasyonu'nca organize edilen, Valiliğin desteklediği Ağrı Dağı Paneli, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi'nin ev sahipliğinde gerçekleşti. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi Selçuklu Konferans Salonu'ndaki panele Belediye Başkanı Savcı Sayan, İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Faruk Kaya, Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Ersan Başar, kurum amirleri ve öğrenciler katıldı. İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Faruk Kaya panelin açılış konuşmasında, Ağrı Dağı'nın Birleşmiş Milletlerin 11 Aralık gününü Dünya Dağ Günü ilan etmesinin ardından Ağrı Dağı'nın Milli Park olarak ilan edildiğini hatırlattı. Dağların insan hayatında oldukça önemli bir konumda olduğunu dile getiren Kaya, üniversite olarak yaptıkları çalışmalarla Ağrı Dağı'na dikkatleri çekmek, Ağrı Dağı'nı gündeme getirmek ve Ağrı Dağı ile ilgili farkındalık oluşturmak istediklerini belirtti.

'AĞRI DAĞI ETEĞİNDE FESTİVAL DÜZENLEYECEĞİZ'

Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan da, Ağrı Dağı'nın kutsal kitaplara konu olmuş bir dağ olduğunu, ancak Ağrı'nın Ağrı Dağı'ndan yeterince faydalanamadığını dile getirdi. Yapılacak çalışmalarla şehir olarak, Ağrı Dağı'ndan her alanda faydalanmayı amaçladıklarını kaydeden Sayan, 'Dünyadaki herkes Ağrılıdır' söylemini yineleyerek, şunları söyledi: "Eğer biz dünyanın tanıdığı bu dağdan faydalanıp, dikkatleri bu dağa çekebilirsek, dağcılık konusunda Ağrı'yı bir merkez haline getirebilirsek, inanıyorum ki Ağrı dünyada parlayan bir yıldız olacak. İçişleri Bakanımızdan söz aldık. İnşallah ilk defa bu yıl, Ağrı Dağı eteğinde bir festival düzenleyeceğiz. İnşallah büyük bir coşku ile festivalimiz gerçekleşecek. Bilim insanlarını, dağcılıkla uğraşan kardeşlerimizi mutlaka buraya çekmeliyiz. Ağrı'yı tanıtmalıyız. Ağrı kadim bir kenttir. İnsanlığın doğuş yeridir. Herkes Ağrılıdır. Çünkü dünyadaki bütün canlılar Nuh'un Gemisi ile kurtulanların soyundandır. Dolayısıyla Trump da, Obama da Ağrılıdır."

10 BİN TURİS HEDEFİ

Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Ersan Başar ise federasyon olarak 11 Aralık Uluslararası Dağ Gününü kutlamak için Ağrı'yı seçtiklerini kaydetti. Ağrı Dağı'nın dünyada en önemli dağlar arasında yer aldığını anlatan Başar, "Düzenlediğimiz bu panel Ağrı Dağı farkındalık paneliydi. Bu panel, Ağrı Dağı'nın coğrafyası, ekonomisi, sürdürülebilir anlamda dağcılık ve dağ yönetimi konularında güzel oldu. Burada Ağrı Dağı'nın Ağrı ekonomisine, Türkiye ekonomisine kazandırılması çok önemli. Bizler federasyon olarak, ülkemizdeki ve yurt dışındaki dağcıların buraya gelmesini istiyoruz. Federasyon olarak, bu anlamda bir dağ müzesi kurmayı düşünüyoruz. Kurulacak bu müze ile birlikte Ağrı'ya yılda 10 bin turistin gelmesini bekliyoruz" diye konuştu. Terörden en çok bölge halkının zarar gördüğünü ve Ağrı Dağı'nın şu anda terör sebebi ile tırmanışa kapalı olduğunu hatırlatan Başer, "Tabi ülkemizin en yüksek dağ olması ve dünyadaki dağcıların hayatlarında en az bir kere de olsa Ağrı Dağı'na gelmek istediği herkes tarafından biliniyor. Birçok insan buraya gelebilmek için uygun zamanı bekliyor. Ama şu an kapalı. Ancak İçişler Bakanımız Süleyman Soylu Bey'in söylediği gibi inşallah 2020 yılında açılacak. 2020 yılı bu anlamda tüm dağcılar adına önemli bir yıl olacak. Tabi terör, bu bölgeye birçok zarar veriyor. Bu zararı da en çok yine bölge insanı görüyor. İnşallah bu en kısa sürede bitecek. Zaten en alt seviyeye inmiş durumda" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Konferans salonu

-Konferansı izleyen davetliler

-Belediye Başkanı Savcı Sayan'ın konuşması

Haber-Kamera: Servet ARSLAN / AĞRI,

=============================

Saklıkent'te kar kalınlığı 15 santimetreye ulaştı

Antalya kent merkezine 47 kilometre uzaklıkta, 1900 metre yükseklikteki Saklıkent Kayak Merkezi'nde kar kalınlığı 15 santimetreye ulaştı. Gelecek hafta da kar yağışının beklendiği Saklıkent'te yeni yıldan önce sezonun açılması planlanıyor.

Antalya'nın batısındaki Toroslar'ın Beydağları kısmında, Bakırlıdağı kuzey yamacında, 1900 metre yükseklikteki Saklıkent Kayak Merkezi'nde, kayak sezonu için geri sayım başladı. Kış aylarında yerli yabancı kayak tutkunlarının buluştuğu Konyaaltı ilçesindeki Saklıkent Kayak Merkezi'ne yılın ikinci karı yağdı. İlk karın 1 Aralık'ta düştüğü merkezde, kar kalınlığı 15 santimetreye ulaştı. Kar kalınlığının artması kayak merkezi yönetimini sevindirdi.

Kar kalınlığının kayak yapmaya müsait olmadığını belirten merkezin işletmecisi Cuma Özaydın, sezonun yeni yıla girmeden açılmasını beklediklerini söyledi. Bölgeye ikinci karın dün gece yağdığını, gelecek hafta ise yoğun kar yağışı beklediklerini anlatan Özaydın, "Toprak kara doydu. Pistlerde sıkılaştırma çalışmaları yapacağız. Sezonun yılbaşına kadar açılmasını bekliyoruz. Kar yukarılarda daha yoğun ama merkeze yaklaştıkça seyrekleşiyor" dedi.

250 YATAK KAPASİTELİ OTEL AÇILIYOR

Geçen yılın kasım ayı ortalarında kar yağdığını, kayakçıların zirveye akın ettiğini belirten Özaydın, "Sezonun gelecek hafta açılmasını umuyoruz. Sezon için hazırlıklar tamamlandı. Telesiyejlerin bakımı yapıldı, kayak tutkunlarının dinlenerek, zaman geçirdikleri tesisler hazırlandı. 500 dağ evinin bulunduğu bölgede, biri 50 yatak kapasiteli diğeri ise 15 Kasım'da açılışı yapılan 250 yatak kapasiteli 2 otelde de tatilcilere hizmet vereceğiz" diye konuştu.

4 PİST VAR

Pistler hakkında da bilgi veren Cuma Özaydın, Saklıkent Kayak Merkezi'nde 4 pist bulunduğunu söyledi. Profesyonel kayakçıların kırmızı pisti kullandığını anlatan Özaydın, "Bu piste ulaşım Karakaya telesiyejle sağlanıyor. Uzunluğu yaklaşık 4 bin metre. Pistin özelliği dağın zirvesinden başlaması, sert virajlar ve dik yokuşlar bulunması" dedi.

İkinci pistin ise 1500 metre uzunluğundaki siyah pist olduğuna değinen Özaydın, "Bu pistimize ulaşım yine Karakaya telesiyejiyle sağlanmakta. 'Ara istasyon' diye adlandırdığımız pist, yaklaşık zirvenin yarısında başlıyor. Üst bölgesi kırmızı pistle bağlantılı. Bu pistimiz virajsız ama dik yamaç üzerine kurulu. Orta dereceli kayakçıların kullandığı mavi pistimiz 1500 metre uzunluğunda. Kayak ve snowboard yapanların ayakta lift desteği alarak pist başlama noktasına ulaştığı, yumuşak bir eğime sahip ve genelde profesyonel piste geçmeden eğitim için kullanılıyor. Dördüncü pistimiz ise 300 metre uzunluğundaki sarı pist. Kayak ve snowboard hocaları eşliğinde baby lift ile zirvesine ulaşılan bu pistimiz eğitim amaçlı" diye konuştu.

KIZAK PİSTİ DE BULUNUYOR

Cuma Özaydın, kayak pistlerinin yanı sıra kızak kaymak isteyen ziyaretçiler için de tasarlanmış kızak pistleri olduğunu, bu piste sadece kendi tesislerinde kiralanan kızaklarla girişe izin verildiğini aktardı.

İbrahim LALELİ/ANTALYA,

=====================

Bolu Dağı tüneli çift yönlü olarak ulaşıma kapandı

TEM Otoyolu'nun önemli geçiş güzergahı olan Bolu Dağı Tüneli, yangın hidratlarında gerçekleştirilecek teknik kontroller için iki yönlü olarak trafiğe kapatıldı.

Türkiye'nin en önemli geçiş güzergahlarından biri olan TEM Otoyolu'nun Bolu Dağı Tüneli'nde yangın hidratlarında teknik kontroller gerçekleştirilecek. Bu kapsamda tünel saat 14.00 sıralarında çift yönlü olarak trafiğe kapatıldı. Araçlar Düzce Kaynaşlı gişeleri ve Bolu Abant gişelerinden D-100 karayoluna yönlendirildi. Bolu Dağı Tüneli'nin saat 16.00 sıralarında ulaşıma açılması planlanıyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------

-Tünelden görüntüler

-Yolun kapatılması

-Gişelerden görüntü

-D-100 karayolundan görüntüler

Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK/BOLU,

=====================

Aşırı yağış kazaya neden oldu

Mersin'in Tarsus ilçesinde aşırı yağış nedeniyle kayganlaşan yolda trafik kazası meydana geldi. Kazada yaralanan 3 kişi hastaneye kaldırıldı.

Kaza, Tarsus Pozantı TEM otoyolunda meydana geldi. Murat Tekkanat idaresindeki 33 AVV 578 plakalı otomobil, yolun kayganlaşması nedeniyle kontrolden çıkarak aynı şeritte seyir halinde olan Mehmet Yılmaz idaresindeki 27 VN 586 plakalı TIR ile çarpıştı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan iki araç, bariyerlere vurarak durabildi. Kazada TIR ve otomobilde bulunan 3 kişi yaralandı.

Yolun trafiğe açık tutulması için polis ekipleri emniyet şeridi oluştururken, kaza ile ilgili soruşturma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------

Kazaya karışan tır ile otomobilden görüntü

Haber-Kamera: Okan ÇALIŞKAN/TARSUS,(Mersin),

=====================

Alkollü sürücü, otomobille durağa daldı: 3 ölü

Uşak'ta, sürücüsünün kontrolünden çıkan otomobil, yolcuların minibüs beklediği durağa daldı. Kazada otomobilin çarptığı 3 kişi, yaşamını yitirdi. Gözaltına alınan sürücü İsmail Utku Yazgılı'nın (18), yapılan kontrolde, 0.60 promil alkollü olduğu belirlendi.

Kaza, sabah saatlerinde, Uşak Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü'nün karşısındaki Ankara yolunda meydana geldi. Uşak Üniversitesi öğrencisi olduğu belirtilen İsmail Utku Yazgılı yönetimindeki 59 HD 971 plakalı otomobil, kontrolden çıkıp, minibüs durağına daldı. Kırsal Kızılcasöğüt Mahallesi'ne gitmek için durakta minibüs bekleyen yolculardan, Uşak Belediyesi'nde özel güvenlik görevlisi Zafer Karakaya (30) ile Ramazan Tokuş ve Halil Doğan yaşamını yitirdi. İhbarla olay yerine gelen polis ekipleri, otomobil sürücüsü Yazgılı'yı gözaltına aldı. Yapılan testte, Yazgılı'nın 0.60 promil alkollü olduğu belirlendi. 3 kişinin cansız bedenleri, polis ve savcının incelemelerinin ardından otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Polis, kazayla ilgili soruşturma başlattı.

Görüntü Dökümü

-------------

-Yaşamını yitiren  Zafer Karakaya, Ramazan Tokuş ve Halil Doğan'ın opakları

-Kaza yerinden görüntü

-Cesetlerin yerde görüntüsü

Haber: UŞAK / DHA


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Ağrı Dağı Ağrı Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title