TÜM KATEGORİLER
Hollandalı sokak sanatçı 'Boyacı Hüseyin' tiplemesinin hikayesini DHA'ya anlattı
Hollanda'da sokak sanatçısı olan Frans Custers'ın, Türkiye'de görüp, ülkesinde uyarladığı ayakkabı boyacısı karakteri 'Boyacı Hüseyin' karakterinin çıkış öyküsünü Demirören Haber Ajansı'na anlattı.
Hollanda'da sokak sanatçısı olan Frans Custers'ın, Türkiye'de görüp, ülkesinde uyarladığı ayakkabı boyacısı karakteri 'Boyacı Hüseyin' karakterinin çıkış öyküsünü Demirören Haber Ajansı'na anlattı. Custers, günde 4 saatlik aldığı Türkçe dersiyle 'Boyacı Hüseyin' taklidiyle Avrupalıları Türk olduğuna inandırdığını söyledi.
Hollandalı sokak sanatçısı Frans Custers, yıllar önce turistik gezi için geldiği İstanbul'da gördüğü ayakkabı boyacılarından esinlenerek, ülkesinde kendisine bir sokak karakteri yarattı. Custers kendisine "Boyacı Hüseyin" adını verdiği karakter ile Hollanda'nın bazı kentlerinde insanların ayakkabılarını boyuyor. Custers, Boyacı Hüseyin' karakterinin çıkış öyküsünü Demirören Haber Ajansı'na anlattı.
'BOYACI HÜSEYİN' KARAKTERİNİN DOĞUŞU
Custers, Boyacı Hüseyin karakterinin çıkış öyküsünün 1989 yılında Almanya'nın Hannover kentinde tanıştığı bir Türk arkadaşıyla beraber İstanbul'a seyahat etmesiyle başladığını söyledi. Custers, arkadaşının İstanbul'da bir boyacıya ayakkabısını boyatırken boyacı ile karşılıklı yaptığı sohbetten etkilendiğini ifade etti. "O an beyninde şimşekler çakmış. Geri döndükten sonra bunu 'idealleri ve yeteneğiyle geliştirip yapabileceğine inandıktan' sonra bu işe girişmeye karar verdim diyen Custers şöyle devam etti: "İşe Türkçe öğrenmekle başladım. 4 saat olmak üzere bir ay Türkçe dersi aldım. Sonra boyacılardan boyayı nasıl yaptıklarını öğrendim. Çok etkileyiciydi. Türkler başka bir millet. Bazen programlarıma katılan Türk arkadaşlar benim Türk olmadığımı anlıyorlar. Hemen kulaklarına eğiliyorum 'sakın çaktırmayın' deyip sonra tekrar Türkmüş gibi devam ediyorum. Boyacı sandığı ile beni görenler ne yaptığımı soruyorlar ben de ayakkabılara boya sürdüğümü ve temizlediğimi anlatıyorum. 'Onlara ayakkabınızın size söylemek istediği bir şeylerin olduğunu söylüyorum. Onlar da nedir diye soruyorlar. Ben de ayakkabılarınız çok kirli diye cevap veriyorum."
"MÜŞTERİLERLE İSTANBUL MUHABBETİ YAPIYORUM"
Hollanda ve Almanya'da ayakkacılık yapan yapan Custers, kendisini merakla izleyip ayakbalarını boyatmak isteyen müşterilerle İstanbul hakkında da konuştuğunu belirtti. Custers, ülkesinde müşteriler ile yaşadığı diyaloğu ise bu sözlerle ifade etti: "Yaşadığımız koronavirüs (Covid-19) sürecinde maske takmıyorum. Coşkulu, hareketli, karşılıklı diyaloğum, ilişkilerim şovumu beğenilir hale getiriyor. Müşterilere 'İstanbul'a gittiniz mi?' diye soruyor 'evet' derlerse, İstanbul'un tarihi yerlerini tek tek sayıp görüp görmedikleri yerler hakkında onlara soru soruyorum. Ama onlarla ben hep Türkçe konuşuyorum. Türkleri seviyorum"
"ÇOK SAMİMİ OLDUĞUM İÇİN MÜŞTERİLER DE ÇOK SICAK DAVRANIYORLAR"
Tiyatro sanatçısı Custers müşterilerin kendisine verdiği tepkilerle ilgili olarak da şunları söyledi:
"Hollandalılar nereye tatile gitseler gittiği ülkenin dilini öğrenmeye çalışırlar. Mesela Yunanistan'a gidecek olsalar uçakta oradan birkaç kelime öğrenmeye başlarlar. Bizim Hollandalılar da Türkiye'ye gidip oradan dönüp beni gördüklerinde öğrendikleri birkaç kelimeyi benle konuşmaya çalışırlar. Ben çok samimi olduğum için müşteriler de çok sıcak davranıyorlar. Hatta kimisi boya karşılığı para vermek bile istiyor. Bazı müşteriler Türk olduğumdan şüpheleniyorlar. Bazı müşteriler yine İngilizce, Fransızca gibi diğer dilleri benimle konuşmak istiyorlar, nedenini bilmiyorum."
"AVRUPA'DA TÜRKLERE OLAN BAKIŞ AÇISI BENİ ÜZÜYOR"
Sanatçı Custers Avrupa'da yaşadığı diyaloğu şu sözlerle sürdürdü: "Geçenlerde Almanya'nın Hamburg şehrinde belki 2 saat kimse gelip ayakkabısını bana boyatmadı. Uzağımdan geçip gittiler. 'Gelin ayakkabılarınızı boyayayım' diye çağırdım beni duymamış gibi tepki verip gittiler sadece beni Türk olarak bildikleri için. Yanımdan geçen bir kadına 'ayakkabılarınızı boyayayım mı?' diye teklif ettim ve çok sert bir şekliyle 'hayır boyayamazsınız " diye tepki verdi. Benim orada şov yaptığımı biliyorlar bedavaya da yaptığımı biliyorlar, iyi yaptığımı da biliyorlar ama sadece Türk olduğumu bildikleri için bu tepkileri veriyorlar ne yazık ki. Bu beni çok üzüyor tabi. Avrupa'da Türklere olan bakış açısı beni üzüyor. Bazıları en az 20 kere önümden geçiyor 'bu adam ne yapıyor?' diye ama yine o bazıları bazen tekrar gelip ayakkabılarını boyattıkları da oluyor. Biraz konuştuktan sonra da yumuşuyorlar ve çok net oluyorlar. Bir şeyi iyi bilin ki dışardaki insanlar sizleri nasıl biliyorlarsa bilsinler sizler iyi insanlarsınız. İstediğiniz hedefe ulaşmak için çabayı bırakmayın.
"TÜRKLERLE MERHABA USTA NASILSINIZ? DİYALOĞUMUZ VAR"
Ben Hollanda'da Boyacı Hüseyin'i oynarken etrafımda Hollandalılar olur. Genelde anlamaz öylece bakarlar. Aralarında bir Türk hatırımı sorar o kişinin attığı o ilk laf çevrede hareketliliğe sıcak bir ortamın doğmasına ilginin uyanmasına vesile olur. 'Merhaba usta nasılsınız?' diye konuşmaya başlarız. O anda Hollandalılar 'Bu adam ne söylüyor?' diye aralarındaki Türk'e Hollanda diliyle beni sorarlar. İşte orda o anda o Türk onlardan biri gibi olur.
