Haberler

AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK Toplantısı'na ilişkin açıklamalarda bulundu: (2)

Güncelleme:

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilime ilişkin, "Bu gerilimin Rusya, Ukrayna ve AGİT arasındaki üçlü temas grubu çerçevesinde diplomasi yoluyla çözülmesini istiyoruz.

Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilime ilişkin, "Bu gerilimin Rusya, Ukrayna ve AGİT arasındaki üçlü temas grubu çerçevesinde diplomasi yoluyla çözülmesini istiyoruz. Karadeniz'de herhangi bir çatışmanın olmamasını istiyoruz." dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sık sık yabancı devlet başkanlarına, Avrupalı liderlere Yunanistan'ın mülteciler konusundaki insanlık dışı tutumunu hatırlattığını söyleyen Çelik, buna karşılık Yunan tarafının başka bilgi verdiği yanıtının alındığını ifade etti.

Erdoğan'ın geri itmelerle vahşi ve zalimane müdahalelerden bahsettiğini belirten Çelik, "Ama her seferinde bütün dünya televizyonlarının naklen verdiği, Birleşmiş Milletler'in rapor üstüne rapor yayınladığı, göç örgütlerinin, açık bir şekilde insan hakları örgütlerinin ortaya koydu delillere rağmen 'Biz görmedik.' diyorlar." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu yaklaşım üzerine talimat vererek, gerekli belgelerin ilgililere ulaştırılmasını sağladığını anımsatan Çelik, buna rağmen geri dönüş olmadığını bildirdi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun sosyal medya hesabından yayınladığı videoda, Yunanistan sahil güvenlik unsurlarının içinde 41 kişinin olduğu mülteci botuna yaptığı müdahaleye ilişkin görüntüleri paylaştığını hatırlatan Çelik, şöyle dedi:

"Bu 41 kişiyi, üzerine benzin dökülerek yakılmak istenen Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin yapmaya çalıştığı bu zalimane davranışı durduran kim? İşte milletimizin asil evlatları, Sahil Güvenlik güçlerimiz. 3 yılda 80 binden fazla mülteciyi botlarını şişleyerek, Yunanistan sahil güvenlik unsurlarının elbiselerini giymeyip sivil elbise giyip, öldürmeye kalkarak, üzerlerindeki eşyalarını alarak çıplak bir şekilde bizim kara sularımıza ittiler ve bunların hepsini ölüme terk ettiler."

Böyle bir durumda bu insanların hayatta kalma imkanının olmadığını belirten Çelik, "Yunanistan'ın sahil güvenlik unsurları resmen şu görüntüde de olduğu gibi benzin dökerek yakmaya çalışarak bir katliama imza atmaya çalışıyor. Sırp kasaplarının yaptığına benzer bir şekilde geçmişte dünyadaki başka örneklerde Ruanda'da olduğu gibi." ifadelerini kullandı.

Türk sahil güvenlik unsurlarının olay yerinde bulunmaması halinde Akdeniz'in bu mültecilere mezar olacağını dile getiren Çelik, "Ondan sonra da çıkacaklar 'Avrupa Birliği'ne üye olmakla gururluyuz.' diye bahsedecekler." dedi.

Çelik, "Defalarca söyledim, siz demokrasinizi önce Akdeniz'in sularından kurtarın, demokrasi dediğiniz, insan hakları dediğiniz, uluslararası ilişkiler dediğiniz değerleri Akdeniz'in sularına gömdünüz siz. Önce Akdeniz'in sularından kurtarın, ondan sonraki diğer meseleler hakkında konuşmaya çalışın." diye konuştu.

Yunanistan'ın Türkiye ile ilişkilerini Türkiye-AB ilişkileri haline sokmaya çalıştığını anlatan Çelik, AB'den Yunan sahil güvenlik unsurlarının bu hareketine ilişkin acil tepki ve cevap beklediklerini vurguladı.

"Yunanistan kara suları aynı zamanda Avrupa Birliği kara sularıdır"

Çelik, 41 göçmenin Türkiye'nin sahil güvenlik unsurları tarafından kurtarıldığını hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Bu eylem aynı zamanda, Yunanistan bütün Yunan meselesini bir AB meselesi haline getirmeye çalışıyor ya, Avrupa Birliği de sürekli olarak 'Biz üyemizin arkasındayız.' diyor, Yunanistan kara suları aynı zamanda Avrupa Birliği kara sularıdır. Bu, Avrupa Birliği'nin sınırları içerisinde gerçekleşiyor, Avrupa Birliği'nin kara suları içerisinde gerçekleşiyor. Buna ne diyorlar? İkinci Dünya Savaşı'ndan beri Avrupa'da görülmemiş böyle görüntüler, buna ne söylüyorlar? Bunu herkesin duyması gerekiyor. Dolayısıyla botları batırmak, 3 yılda 80 binden fazla mülteciyi bizim karasularımıza itmek gibisinden vahşi eylemler gerçekleştirdiler. Uluslararası kurumlar, Avrupa Birliği maalesef bunun karşısında susuyor."

Afganistan barış süreci

Türkiye'nin bir müzakere devleti olarak dünyadaki pek çok çatışmaya arabuluculuk yaptığını anımsatan Çelik, önemli konferanslardan biri olan Afganistan barış süreciyle ilgili konferansın 24 Nisan-4 Mayıs arasında İstanbul'da gerçekleşeceğini anımsattı.

Afganistan barış süreciyle ilgili daha önce Doha'da bir girişim yapıldığını ancak yeterli ilerlemenin sağlanamadığını söyleyen Çelik, şöyle devam etti:

"Şimdi Türkiye, Katar, Birleşmiş Milletler'in eş düzenleyiciliğinde Afganistan İslam Cumhuriyeti ve Taliban arasında bu görüşmeler gerçekleşecek. Tabii bu Afganistan'da barışın sağlanması, birleşik, egemen ve bağımsız bir Afganistan'ın tesis edilmesi bizim milli güvenliğimiz açısından da çok önemlidir. Çünkü Afganistan'daki istikrarsızlık kuzeyden ve doğudan gerek terör açısından gerek göç açısından gerek uyuşturucu ticareti açısından Türkiye için tehdit oluşturmaktadır. Dolayısıyla milli güvenliğimiz açısından da Afganistan barış sürecine verdiğimiz destek stratejik bir destektir. Aynı şekilde öteden beri diplomatik ilişkilerimizin olduğu kardeş ülkeye dönük olarak Türkiye'nin bu şekilde ev sahipliği yapması da önemli olacaktır. Siyasi çözüm için yol haritasının ortaya çıkmasını destekliyoruz. Türkiye bir kere daha dünya barışına katkıda bulunan bir müzakere devleti olarak bu ev sahipliğini gerçekleştirecektir."

"Karadeniz'de herhangi bir çatışmanın olmamasını istiyoruz"

Yakından takip ettikleri konulardan birinin de Ukrayna ve Rusya arasındaki ihtilaf olduğunu anlatan Çelik, bölgede gerilimin giderek yükseldiğini ifade etti.

Çelik, "Biz bu gerilimin Rusya, Ukrayna ve AGİT arasındaki üçlü temas grubu çerçevesinde diplomasi yoluyla çözülmesini istiyoruz. Karadeniz'de herhangi bir çatışmanın olmamasını istiyoruz." dedi.

Türkiye'nin Ukrayna'nın Kırım Bölgesi'nin Rusya tarafından işgalini tanımadığını ve bununla ilgili tavrını açık şekilde ortaya koyduğunu anlatan Çelik, şunları kaydetti:

"Ukrayna'yla da yakın ilişkilerimiz var, Rusya'yla da yakın ilişkilerimiz var. Özellikle son zamanlarda Ukrayna'yla ilişkilerimizin başka devletlere karşı bir tutum gibi algılanması söz konusu oldu. Türkiye sadece kendi milli güvenliği açısından ikili ilişkiler kurar, herhangi bir devlete karşı bir tutum içerisine girmez. Sonuç olarak Temmuz 2020'deki kapsamlı ateşkese dönülmesini arzu ediyoruz. Bu son derece önemlidir. Ukraynalı 20 askerin ölmesi, Rusya'nın Donbas'ın doğusuna, Ukrayna'nın doğusuna tahkimatına artırması, Karadeniz'deki bu yoğunluk kimsenin faydasına olmayacaktır. Bu sürecin de diplomatik bir şekilde çözümü noktasında Rusya-Ukrayna arasında, AGİT'le birlikte kurulan üçlü temas noktası çerçevesinde çözülmesini arzu ediyoruz."

(Sürecek)

Kaynak: AA / Güncel

Merkez Yürütme Kurulu Avrupa Birliği AK Parti Ukrayna Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title