Haberler

Öyp Mağdurlarının Sessiz Çığlığı!

ÖYP ile araştırma görevlisi olan akademisyenler, ÖYP'nin ağır şartlarından şikayetçi.

Eğitimde sorunlar saymakla bitmiyor. Okul öncesi eğitimden tutun da üniversiteye hatta lisans üstü eğitime kadar sayısız sorun çözüm bekliyor. Kamuoyunda en çok dile getirilen sorunlar, 4+4+4, okula başlama yaşı, seçmeli dersler, sınav sistemleri, öğretmen atamaları...

Bunlar aslında sorunlar arasında biraz daha fazla dillendirilenler. Üniversitelere baktığımız zaman da boş kontenjanlar, kapanan bölümler, mezuniyet sonrası istihdam sorunu gibi bir çok sorun göze çarpıyor. Bütün bu sorunaların arkasında kalmış, sorunlar yumağı içinde çözüm için seslerini duyurmaya çalışan dev bir grup var aslında, ÖYPliler, yani Öğretim Üyesi Yetişitirme Programı kapsamında üniversitelerde görev yapan akademisyenler/asistanlar.

Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) tarafından üniversitelerde yaşanan akademisyen açığının çözümü için ilk olarak 2002 yılında hayata geçirilen ÖYP'de zaman geçtikçe sorunlarda kendini göstermeye başladı.

Ak Parti hükümetinin şehirleri kalkındırma ve ülkenin eğitim seviyesini artırmak için başlattığı her ile en az 1 üniversite çalışması sonucunda akademisyen açığı giderek artmış ve ÖYP kadrolarının sayısı da bu açığı doldurmak için aynı oranda artış göstermiştir.

Üniversitelerin, YÖK üzerinden verdikleri akademik kadro ilanlarıyla araştırma görevlisi alımını açıktan gerçekleştirirken, geçtiğimiz yıllarda, açıktan alımlarda yaşanan torpil iddiaları nedeniyle tüm akademisyen alımlarının ÖYP üzerinden gerçekleşmesi gündeme gelmiş, bu durum başta büyük üniversiteler olmak üzere bir çok yükseköğretim kurumu tarafından, nitelikli bilim adamı yetiştirme konusunda sıkıntı yaratacağı gerekçesiyle tepkiyle karşılanmıştı.

YÖK şimdilik bu fikri rafa kaldırdı ve akademisyen alımlarını hem ÖYP hem de açıktan yapmaya devam ediyor.

ÖYP'de sistem nasıl işliyor?

Üniversiteler, açıktan araştırma görevlisi alım ilanını açtıkları zaman, başvuru yapacak adaylardan YÖK'ün belirlediği şartlar olan Akademik Personel ve Lisans üstü Eğitim Sınavı ALES'ten en az 70 puan ve yine YÖK'ün kabul ettiği yabancı dil sınavlarından en az 50 ya da 50'ye denk gelecek puan istenmekteydi.

Özellikle yabancı dil konusunda büyük üniversiteler ve yabancı dilde eğitim veren üniversitelerden mezun olan adaylar sorun yaşamazken, anadoluda yer alan bir çok üniversite mezunu yeterli puanı alamamalarından dolayı araştırma görevlisi ilanlarına başvuramıyor, böylelikle de üniversiteler bünyelerinde yeterli sayıda akademisyen yetiştiremiyordu.

ÖYP sisteminin esas kuruluş amaçlarından biri de bu yabancı dil çıkmazını aşmaktı. ÖYP başvurularında adaylardan yabancı dil şartı aranmazken, ALES puanı, lisans diploma notu ve varsa yabancı dil puanı aranıyordu.

Bu üç puanlarla başvuran adaylar merkezi yerleştirme sistemi üzerinden yaptıkları tercihlere göre puan ortalamaları hesaplanarak, kadro sayısına göre yerleştiriliyordu.

ÖYP'de sistem gayet net, anadoluda yeni açılan ya da halihazırda hizmet veren üniversitelerdeki akademisyen açığı ile, yabancı dil sorunundan dolayı akademisyen olamayan mezunlar fark edilmiş ve iki tarafın da derdine derman olacak bir sistem geliştirilmiş. Fakat ÖYP'de işler, dışarıdan görüldüğü gibi pek de basit işlemiyormuş.

Birçok okurumuzdan gelen şikayetler ve istekler doğrultusunda hazırlamaya çalıştığımız bu haberde biz elimizden geldiğince ÖYP kadrolarında sıkışmış ve seslerini duyurmak isteyen akademisyenlerin sesi olmaya çalışıyoruz.

İşte, ÖYP'nin sorunlu tarafları:

Yabancı dil sorunu ÖYP ile bitmiyor!

ÖYP'nin diğer bir uygulama aracı da anadoluda yer alan üniversitelere akademisyenlerin rağbet göstermemesi olarak karşımıza çıkıyor. ÖYP kadrolarından yararlanan adaylar, açıktan alım yapan adaylara göre hem daha yüksek maaş alıyor hem de YÖK'ün 35. Maddesinden yararlanarak lisans üstü eğitime doğrudan geçiş yapabiliyordu. Fakat lisans üstü eğitimde bir çok üniversite master için yabancı dil şartı aramazken, doktora programlarına katılabilmek için adayların yabancı dilden en az 55 puan alması gerekiyor.

Yani ÖYP aslında yabancı dil sorununu çözmüyor sadece erteliyor. Bu durumu bilmeyen akademisyen adayları da ÖYP ile atandıkları zaman gerekli yabancı dil puanını da alma taahhüdünde bulunmuş oluyorlar. Yani ÖYP, öncelikli olarak, atamanın gerçekleştirği andan itibaren, 1 yıl içerisinde doktora yeterliliği olan 55 puanı, 2 yıl içerisinde de doçentlik için gerekli olan 65 puanı adayların almalarını şart koşuyor. Bu taahhütü yerine getiremeyen adaylar zaman zaman ciddi sorunlarla karşılaşabiliyor.

Tek taahhüt yabancı dil değil?

Anadoludaki yeni üniversitelerin akademisyen ihtiyacı karşılamak için de hayata geçirilen bu sistemde, ÖYP üzerinden ataması gerçekleştirilen araştırma görevlisi, aynı zamanda 'en az' lisans üstü eğitim (master ve doktora) süresi kadar, bağlı bulundukları üniversitelerde görev yapmayı da taahhüt ediyorlar. Bu taahhütte göre süre, adayların lisans üstü eğitimini tamamladıktan sonra başlıyor. Yani ÖYP programıyla bir üniversitede araştırma görevlisi olarak başlayan bir akademisyen, master ve doktora programlarını 6 yılda bitirmiş ise, bu aday, bağlı bulunduğu üniversitede doktora sonrasında en az 6 yıl hizmet vermek zorunda kalabiliyor. Bu da bir nevi pranga olarak da adlandırılıyor.

ÖYP'ye girmek ayrı, çıkmak ayrı dert!

ÖYP kadrolarına yerleşmiş binlerce akademisyen yıllardır üniversitelerde hizmet vermekte, kimisi durumundan ve sistemden memnun hayatlarına devam ederken kimileri için de sistem tam bir işkenceye dönmüş durumda.

ÖYP ile atanarak kariyerlerine yön vermiş olmanın heyecanı yaşayan adaylardan kimisinin, atanma şartlarında yer alan yabancı dil şartını yerine getiremediği için, kimisinin de lisans üstü eğitimini belirtilen zamanda bitiremediği için görevine son verildiği iddia ediliyor. Diğer bir iddiaya göre de bazı üniversiteler araştırma görevlilerin işine son vermekle kalmamış, görev yaptığı dönemde kendilerine ödenen maaşların de geri iadesini talep etmiş.

ÖYP'nin diğer bir sorunu da 'pranga' olarak adlandırılan zorunlu hizmet süresi, akademisyen olma heyecanı ile göreve başlayan adaylar zaman içerisinde çeşitli nedenlerden dolayı, görevi bırakmak ya da şehir değiştirmek için çeşitli girişimlerde bulundukları zamanda yine sözleşme ve tazminat problemiyle karşılaştıklarını iddia ediyorlar. Kimi adaylar bu tazminatı ödemeyi göze alırken kimileri de yüksek orandaki tazminatı öğrendikten sonra karar değiştirmek zorunda kaldıklarını dile getiriyorlar.

Yaşadıkları onca sıkıntıya rağmen henüz yetkililere seslerini duyuramadıklarını dile getiren ÖYP mağdurları, sorunun bir an ÖYP sisteminde yer alan zorunlulukların giderilmesini ve görevden alınan arkadaşlarının da bir an evvel görevlerine dönmelerini istiyorlar.

Bilimin mabedi olan üniversitelerimizde, geleceğimizin güvencesi olan akademisyenlerin bu derece sıkıntı içerisinde olması, uygulanan sistemde ciddi problemler olduğunun sinyalini veriyor.

Türkiye'de eğitimin ve bilimin üzerindeki tartışmaların bu derece yoğun olduğu bu dönemde YÖK'ün radikal kararlar alarak başta ÖYP ile atananlar olmak üzere tüm akademisyenlerin isteklerini yerine getirmek için çaba harcaması gerekiyor.

Bizler, egitimnerede.com ekibi olarak sizlerden gelen şikayetler üzerine ÖYP sisteminde yaşanan olumsuzluklara değinmeye çalıştık. Siz de eğitimle ilgili gördüğünüz, yaşadığınız sorunları bizimle paylaşıp sesinizi duyurmak isterseniz bizlere editor@egitimnerede.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Kaynak: EgitimNerede.com / Eğitim

Eğitim Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title